Kerem Kayseri Seferi / Keşiş »Gersi« Bağları.
Aslı Han İle Kerem Han destanı hakkında sayısız kitap ve söyleşiler yayınlanmıştır. Her yazı yazan kendi sahasından söz ediyor. Bu söz olayı her söyleyen ve yazan için doğrudur. Doğru olan bir başka olay daha vardır. Her ülkenin, dahası her şehrin kendisine has bir Kerem Destanı vardır. Var olan bu destanların geçmişten günümüze kendi sahasında verilişi tartışılmaz. Çünkü her zaman, bu topraklarda söylenilen ezgilerin bir taşıyıcısı vardır. Bu taşıyıcı geçmişte adı bilinen destan kahramanlarını yad ederek aktardığı destan içinde var olan kahramanın adıyla bütünleşerek anılabilir. Bu bizi yanıltmamalı.
Destanın çok çeşitlemesinin oluşu yada aynı isimle onlarca ozanın bu sahada gelip geçmesi bir başka doğrudur. Bu nedenle ben bu çeşitlemeleri anlatmayacağım. Benim anlatacağım konu Kerem Kayseri Seferi diye bilinen, Keşiş, bir diğer adıyla Gersi Bağları. Bu anlatı içinde geçen üç ayrı ezgiden söz edip bu ezgilerin sözlerini vereceğim. İki ezginin sözlerini tek çeşitleme olarak vereceğim sadece yıldız ezgisinin 22 çeşitlemesini vereceğim yazının sonunda.
Sözü edilen yıldız ezgisinin, Aslı Han ile Kerem Han denilen muhabbet destan çeşitlemelerinin hemen hemen hepsinden geçen bir ezgi olduğunu söylemeliyim. Ancak biraz sonra değineceğim Kerem destanından ayrı olarak küçük küçük anlatıların birisi de Kerem Kayseri seferi, bu anlatının içinde üç türküyü ele alacağım. Anlatı ise benim aktarmam olacaktır. Kısa ve öz. Bu anlatı daha önce anlattığım ezgi anlatılarından az farklı olmalı diyorum.
Bu farklılık şöyle olsun istiyorum. Halk arasında bilinen ancak yazılı kaynaklara yansımayan ya da bir iki eski kaynak olarak bildiğim kitap sayfalarında görülen sistemi yazmalıyım.
TRT kayıtlarında aktarılan bir olay var, şehir isimlerine göre düzenlenmiş, dahası adına türkü denmiş ezgilerimizi buyanıyla çözmeliyiz. Ben daha önce bir başka yazımda anlatmıştım. Bizim yörede ezgilerimiz söz dizimine göre isim almazlar, ezgi havalarına göre isim alırlar. Şimdi ise bu yazıda bir başka konuyu ele almalıyım. Şehir adlarına göre isimlendirilen türkü çeşitlemelerinin doğru bir tanımlama olduğunu sanmıyorum. Bu yazıda ele alacağım türkü Bir yıldız doğdu nur ile başlığını taşıyor. Özünde bir Kerem Yıldız Havasıdır. Bu sözünü ettiğim türkünün tek ezgi üstünden 22 çeşitlemesini vereceğim.
Değişik yörelerde, Yıldız Havası, Kol Havası, ya da Karşılama Havası adlarıyla bilinen bu ezginin aşağıda vereceğim 22 çeşitlemesi arşivimde bulunuyor. Belki daha da fazladır. Fazlası şimdilik bu yazının dışında kalsın.
Söze şöyle başlamalıyım. Ezgiler şehir adlarına göre isim almazlar diyorum. Çünkü bu sözünü edeceğim yıldız türküsü günümüzde şehir adlarına göre isimlendirilmiş, şimdi bu isimleri sırasıyla yazarsam, Ankara Yıldız, Ardahan Yıldız, Kars Yıldız, Erzincan Yıldız, Erzurum Yıldız, Kayseri Yıldız, Keskin Yıldız, Kırşehir Yıldız, Malatya Yıldız, Sivas Yıldız, Yozgat Yıldız gibi isimlerle aktarılıyor. Bu isimler benim bildiğim isimler, ya benim bilmediklerim ne kadar var hele bir düşünün. Bu tanımlamanın ötesinde bir başka tanımlama daha var ki, bu da ozan adlarına göredir. Kerem Yıldız, Karacaoğlan Yıldız, Emrah Yıldız havaları gibi.
Özünde ezgi sistemi yani, hava olarak Kerem yıldız dediğimi sistem, hiç mi hiç değişmiyor. Dahası, söz döşeme sistemi aynı, söylenilen sözlerin bir çok kuplesi hemen hemen aynı, bağlantı bölümleri de aynı olduğu halde. Nedense şehirlere göre dağıtılmış bir sistem görüyoruz. Sözlerin içinde “Dertli Kerem” adının geçmesine rağmen Asla Kerem ezgisi olduğundan hiç söz edilmeyen bir söylem olayı var ortada.
Halk ezgilerinde, şehir adlarına göre betimlenmiş ezgi sistemi yoktur. Özünde normal gösterilen bu sistem, uzman kişilerin oluşturduğu bir sistemdir. Buna sözüm yok. Benim sözümün olduğu bir nokta vardır. Onu her yazımda ara seslerle sesleniyorum. Yani diyorum ki, benim bildiğim Anadolu ezgilerine kendi içlerinde belli isimler verilir ki bu isimler makam, hava, gayda gibi sistem üstünden aktarıldığı gibi ozan adlarına göre de aktarılıyor. Bir başka olay, bestecisi adına aktarılan ezgiler de vardır.
Yerel saha olarak tanımlama yapılırsa, işin özü dil üstünden
verilmesi gerekiyor diyorum. Ezgi sözlerinin oluştuğu Türk dilinin yani
Türkçenin alt çeşitlemesine ağız deniliyor ki,
ezgilerin bence ağız dediğimiz bu sistem üstünden belirlenmesi daha bir
doğrudur demeliyim. Şimdi benim bildiğim bu ağız çeşitlerini yazalım.
- Yerli Ağzı Ezgiler
- Türkmen Ağzı Ezgiler
- Acem Ağzı Ezgiler
- Kaşkay Ağzı Ezgiler
- Terekeme Ağzı Ezgiler
- Karadeniz Ağzı Ezgiler
- Trakya Ağzı Ezgiler
Bu sistem üstüne belli bir yazı okuduğumu sanmıyorum. Benim bildiğim yer adlarını yazdığımı söylüyorum. Belki detaylı bir araştırma yapılırsa kanımca daha farklı tanımlamalar olacaktır.
Şöyle bir şey vurgulamak gerekiyor. Bir türkü küçük farklarla değişik şehirlere yazılıyor. Derleme sistemi olarak ele alınıyor. Bu yok edilsin demiyorum. Ancak bu sistemin doğru olduğunu sanmıyorum. Bu yazının konusu olan yıldız türküsü eğer Sivas türküsü ise, Yozgat yıldız türküsü ezgi olarak aynısı olmamalı söz olarak da farklı olmalı. Aynı türkü değişik şehirlerde derlendiği için bu adı almıştır.
Ardahan Türküleri çalışmamıza bakılırsa benim köyümde derlediğim, »Sahatımın zincirin Suya Batıramadım« dizesiyle başlayan türküyü dört ayrı kaynaktan derledim. Aynı hava aynı türkü değişik söz döşemesiyle bana verildi. Bende örnek olsun diye kitaba aldım. Aynı köyde aynı evde iki ayrı kişi aynı türküyü farklı sözlerle söylüyor. Dolayısıyla, sözlü derleme kaynak kişinin eklemeleriyle oluşan bir sistemdir. Bu sistem kişiye özeldir. Dağınıklığı getiriyor.
Bu konuyu az ve öz olarak böyle aktardıktan sonra biz gelelim Yıldız türküsünün oluşum gerekçesine ve türkünün geçtiği yer ve anlatımına. Bu türkü özünde Kerem Yıldız türküsüdür demiştik. Bir konuyu daha açıklamak gerekiyor kanısındayım. Kervankıran adıyla ilgili bir açıklama yapmalıyım. Sabah yıldızına halk arasında Tan yıldızı da deniliyor ki asıl adı ve türküde geçen adı da budur. “İkrarım var o yar ile / Niye doğdun tan yıldızı” olarak biliniyor. Daha sonra değişik eklemeler ile değişik yörelere aktarılmıştır. Halk arasında bu da normal bir olaydır.
Tan yıldızı, sabah yıldızı, Çoban ya da Çolpan yıldızı adlarıyla bilinen bu yıldızı anlatan çok güzel yazıların olduğunu biliyorum. Bunlardan birkaç tanesini okumuştum. Bu yazının içinde böylesi bir anlatıya yer vermek ağır olur. Kısaca söz etmeliyim.
Çok eski çağlarda çobanlar koyun sürülerini sahiplendiği dönemlerde sürüyü gece yaylıma gündüz ağıla götürme sürecini bu yıldıza bakarak düzenlerdi. Bu nedenle adına Çoban yıldızı denilmiştir. Bir başka olay gündüzlerin çok sıcak olduğu yerlerde, kervanların gece yolculuk yapıp gündüz dinlenmeye geçtikleri dönemler, saatin olmadığı dönemlerdir. Kervanlar akşam yıldızına ve sabah yıldızına bakarak yol gidiyordular. Bu olay göz önünde tutulursa kervan adının bu yıldıza verilmesi normaldir. Kervan yıldızı, çoban yıldızı, tan yıldızı, Han yıldızı gibi bir çok isimle anılması eski Türkçede Altun, veya Aldun, sabah ve akşam yıldızının adıdır. Çolbon veya Çolpan, Çoban Yıldızı’dır: Bu yıldız Türklerin ormandan çıkıp artık avcılık yapmak yerine koyun besledikleri dönemlerde, yerdeki Çoban Atanın gökteki eşi olduğuna inanılır. Değişik kültler arasında birde yıldız kültü vardır. Bu kült aynı zamanda çoban yıldızı kültü olarak da bilinir.
Tan yıldızının hemen yanında gökyüzünde hemen hemen aynı zamanı bildiren bir yıldız daha var. Bu yıldız sözü edilen tan yıldızından biraz önceden doğar ki, halk arasında bu yıldıza kervan kıran, sarı yıldız gibi isimler verilir. Bu nedenle halk takviminde böylesi olayları anlatan birçok fırtına adı vardır.
Bu fırtınaların bazılarını yazarsam, Turna Geçimi Fırtınası, Filiz Kıran Fırtınası, Kuş Geçimi Fırtınası, Camuş Kıran Fırtınası, Keçi Kıran Fırtınası, Kervan Kıran Fırtınası gibi isimler tarihin en derin sayfalarından günümüze aktarılan isimlerdir demeliyim. Bu isimlere uygun uyarlanmış onlarca anlatı vardır. Her yöre kendisine özgü bir anlatıyı gündeme taşımaya çabalar.
Destanın normal anlatısı ele alınırsa, Aslı Han İle Kerem Han destanı kendi bünyesinde tek bir çeşitleme olarak bilinir. Bu var olan çeşitleme özünde onlarca çeşitlemesi olan bir halk anlatısıdır. Bu anlatı bir başka adıyla Muhabbet destanı olarak bilinir. Uzun anlatıdan başka birde kısa kısa anlatılar oluşmuş. Bu anlatılar bir bakıma destandan küçük bir bölüm alınarak anlatılan kısa anlatı demeliyim. Bir başka açıdan bakılırsa destancı ozanlar tarafından şehirler adına oluşmuş anlatılardır.
Kerem’in kayseri seferinde adı geçen türkünün oluşum gerekçesini anlatacağım bu nedenle olay kendiliğinden betimlenmiş olacaktır. Gelelim Aslı-Han İle Kerem Han destanı Kayseri Seferi diye adlandırılan küçük anlatıya. Kerem Destanından ayrı olarak böylesi onlarca küçük küçük anlatıların olduğunu biliyoruz. Bu seferlerden birkaçını yazmalıyım:
- Kerem Erzincan Seferi »Erzincan Bağları«
- Kerem Erzurum Seferi »Erzurum Dağları«
- Kerem Kayseri Seferi »Keşiş Gersi Bağları«
Bu üç anlatıyı sadece olayın gerekçesini açıklamak için yazdım dahası böyle onlarca anlatı vardır. Biz konumuz gereği bu anlatıları değil, özünde Kerem Kayseri Seferini anlatalım.
Kerem Kayseri Seferi »Keşiş Gersi Bağları«
Şimdi söz konusu olan sefer adıyla bildiğimiz Kerem Kayseri Seferi »Keşiş Gersi Bağları« adıyla anlatılan anlatıyı kısa ve öz olarak burada vermek istiyorum. Bu anlatının içinde geçen üç türküden söz edeceğim. Bu üç türküde günümüzde çok ünlü türkülerdir. Üç türküde TRT kayıtlarında, derlenmiş ve onlarca TRT sanatçısı tarafından anonim olarak seslendiriliyor.
İleri bir tarihte eğer olanak bulursam, Kerem Kayseri Seferi »Keşiş Gersi Bağları« adıyla bilinen yani Kerem’in Kayseri Seferi dediğimiz anlatıyı tam metin aktarabilirim. Burada ise çok kısa bir anlatıyla geçiştireceğim.
Kerem Kayseri'ye gelir Lalası Sofu ile Çünkü Aslı Han'ın babası Keşiş Kayseri de yaşıyor ve burada kendi adına bağlar kurup üzüm yetiştiriyormuş. Bu bağların adı da Keşiş bağları imiş...
Kerem ile Aslı arasında söz götürüp getiren Ceylan Aslı
Han'ın ceylanıdır. Kerem Keşiş Bağlarına girer ve ceylanı bekler, Ceylan haber
getirecektir. Bir türlü gelmeyen ceylanı bekleyen Kerem bu arada Lalası Sofu
ile tartışmaya başlar. Konu ceylanı bekleme olayıdır. Kerem ceylanı bekler amma
ceylan bir türlü gelmez.
Kerem Lalası Sofu’ya seslenir:
Lala şu benim sazımı getir bir türkü söyleyim, ceylan sesimi duysun gelsin. Kerem anlatısında bu bir olgudur. Kerem her sıkıştığında sazı ve sözüyle yardım çağırır. İşte burada da ceylanı türkü ile çağırır.
Lalası Sofu Aşık Kerem’e sazı getirir. İşte bu anda Kerem alır sazı eline, görelim ne söyledi, bu sözler üstüne ceylan gelip ne dedi Kerem’e:
Bu Ceylan.
Makam: Nim Sofyan / Usul: Yürük Semai.
Keşiş bağlarında dolanıyorum
Yitirdim Aslı'yı bulamıyorum
Ceylandan bir haber alamıyorum
Eylen Sofu
eylen hele bir eylen
Aslı Han'ın
ceylanıdır bu ceylan
Keşiş bağlarında eğlendim kaldım
Uyudum uyandım hayale daldım
Ceylandan yenice bir haber aldım
Eylen Sofu
eylen hele bir eylen
Aslı Han'ın
ceylanıdır bu ceylan
Mirza'yım adıma Kerem
diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Dünyada kavuşmam haram diyorlar
Eylen Sofu
eylen hele bir eylen
Aslı Han'ın
ceylanıdır bu ceylan
Bu türküyü söyleyip bitirdikten sonra Keşiş bağlarına Aslı’nın ceylanı gelir ve Kerem’e Bu bağ içinde bekle Aslı bohçasını hazırlamış, konaktakiler uyuyunca gelip seninle kaçacak.
Olayın bu noktasında Kerem Ceylana git Aslı’ya beklediğimi söyle çabuk gelsin. Yedi yıllık hasret bitsin diyor ve ceylanı gönderiyor. Konu itibarıyla Kayseri olayından sonra Keşiş kızını alıp Halep’e kaçırıyor en son destan Halep sahasında son buluyor.
Biz gelelim Bağlara. Ceylan gidiyor Aslı’nın yanına. Kerem Lalası Sofu ile beklemeye başlıyor. Gece boyunca bekleme süresi tan yıldızının doğuşuna kadar sürüyor. Ara bir Lalası Sofu’nun uyarıları hiç kar etmiyor.
En son Sofu Kerem’e sesleniyor Tan yıldızı doğdu şimdi görevliler gelir bizi bağda yakalar zindana atarlar. Gidelim. Ancak Kerem son bir umut seslenir.
Lala şu sazımı ver bir türkü söyleyim bu tan yıldızı gitsin Aslı gelene kadar gelmesin, aslı gelene kadar da sabah olmasın. İşte bu anda Lalası Sofu, Kerem’e sazını verir Kerem bu ünlü ve 22 çeşitlemesi oluşan türküyü burada söyler.
Destan içinde değişken havalarla söylenilen bu türküyü dipnotlarıyla birlikte, yani hangi türkü hangi kaynaktan, hangi sahadan derlendiyse o haliyle yazının sonunda tüm çeşitlemeleriyle birlikte veriyorum.
Tan Yıldızı[i]
Kerem Yıldız (Kol Havası)[ii]
Bir yıldız doğdu nur ile
Alemi yaktı nar ile
İkrarım var o yar ile
Niye doğdun tan yıldızı
Doğmayaydın Han yıldızı
Yine bugün efkarlandım
Kalktım etrafı dolandım
Tatlı canımdan usandım
Niye doğdun tan yıldızı
Doğmayaydın Han yıldızı
Aslıhan yatmış uyanmaz
Küçüktür kahra dayanmaz
Ceylan meler Aslı duymaz
Niye doğdun tan yıldızı
Doğmayaydın Han yıldızı
Sana Kervankıran derler
Bana Dertli Kerem derler
Yâre ikrar veren derler
Niye doğdun tan yıldızı
Doğmayaydın Han yıldızı
Aşık Kerem bağın ortasında bu türküyü söyleyince sabah bağı gezen görevliler bu iki gezgini yakalayıp zindana atmak için çeke çeke döverek götürürler. Kerem Han genç olduğu için önde hızlı hızlı götürülürken, yaşlı Lalası Sofu ağır ağır arkadan getiriliyordu. Zindan kapısına yaklaşınca önde gidenler, arkada kalanları beklemeye başlarlar.
Kerem arkada kalan Lalasını beklerken birde ne görsün, Lalası ağzı yüzü kan içinde dayak yemiş perişan. Bu olaya çok üzülen Kerem, Lalasının sözünü dinlemediği için de kahrolur. Olduğu yere diz çökerek bağıra bağıra bir türkü daha söyler. Dahası bu türküyle Lalasından özür diler. Bu türküyü söylerken ikinci dörtlükten sonra Aşık Kerem’in dili tutulur. Üçüncü dörtlüğü söyleyemez. Biz geçelim Türkünün sözlerine. Aldı kerem görelim ne söyledi:
Bağışla Ay Lele[iii]
Curcuna Kerem
Bağışla ay Lele men nerden bilem
Gel ağlatma meni eller içinde
Hep bizi söyleşir bu devr-i alem
Sözüm destan oldu diller içinde
Ah çektim sinemde yaralar açtı
Yitirdim Aslı'mı fikrim de kaçtı
Bugün yarın derken yedi yıl geçti
Urum diyarında kullar içinde
Kerem’em yoh oldu ulusum elim
Kürbet yad ölkede lal oldu dilim
Han Aslı’dan ayrı büküldü belim
Kaldım gurbet elde çullar içinde
Bu türkü özünde iki dörtlüktür. Daha sonra başka ozanlar tarafından son dörtlük eklenmiştir. Bugün TRT de »Bağışla Sevdiğim Hakkı Seversen«, adıyla kayıtlıdır.
Bu anlatıyı çok kısa anlattığım için beni hoş görmenizi istiyorum. Amaç bu üç türkünün içinde yıldız türküsünü vermekti. Onu da tüm çeşitlemeleriyle veriyorum.
İki türkünün birer çeşitlemesini verdim benim arşivimde ayrıca birkaç çeşitlemeleri daha vardır. Ancak bu anlatının öz konusu Kerem yıldız ezgisi olduğu için özellikle bu ezginin çeşitlemelerini vermeye çalıştım.
Halk yazınında böylesi bir dağınıklık nedense vardır. Bu sizin yıldız ise bu da bizim yıldız deyip, alabildiğine çeşitlemeleri artırmışlar.
Sadece Kerem anlatılarında yirminin üstünde çeşitlemeleri vardır. Dertli Kerem mahlasıyla söylenilen bu ezgi sözleri en çok şehir adlarıyla tanınıyor.
Ayrıca bu yazıyı hazırlarken bana her türlü desteğini
esirgemeyen Sayın Kubilay Dökmetaş’a yürek dolusu Teşekkürlerimi
göndermeyi de bir borç biliyorum.
01 Tan Yıldızı[iv]
Kerem Yıldız (Kol Havası)[v]
Bir yıldız doğdu nur
ile
Alemi yaktı nar ile
İkrarım var o yar ile
Niye
doğdun tan yıldızı
Doğmayaydın
Han yıldızı
Yine bugün
efkarlandım
Kalktım etrafı
dolandım
Tatlı canımdan
usandım
Niye
doğdun tan yıldızı
Doğmayaydın
Han yıldızı
Aslıhan yatmış
uyanmaz
Küçüktür kahra dayanmaz
Ceylan meler Aslı
duymaz
Niye
doğdun tan yıldızı
Doğmayaydın
Han yıldızı
Sana Kervankıran
derler
Bana Dertli Kerem
derler
Yâre ikrar veren
derler
Niye
doğdun tan yıldızı
Doğmayaydın
Han yıldızı
*****
02 Sarı Yıldız[vi]
Kerem Yıldız Havası
Bir yıldız doğdu nur ile
Alemi yaktı nar ile
İkrarım var o yar ile
Niye doğdun sarı yıldız
Doğmayaydın mavi yıldız
Yine bugün efkarlandım
İndim etrafı dolandım
Tatlı canımdan usandım
Niye doğdun sarı yıldız
Doğmayaydın mavi yıldız
Aslıhan yatmış uyanmaz
Küçüktür kahra dayanmaz
Ceylan meler Aslı duyamaz
Niye doğdun sarı yıldız
Doğmayaydın mavi yıldız
Sana Kervankıran derler
Bana Dertli Kerem derler
Yâre ikrar veren derler
Niye doğdun sarı yıldız
Doğmayaydın mavi yıldız
*****
03 Sarı Yıldız[vii]
Kerem Dübeyt Havası
Sabah oldu şavkın batmaz
Döne Kervankıran döne
Aşk ateşi serden gitmez
Niye doğdun sarı yıldız
Parmağında hatem yüzük
Kolunda altın bilezik
Boynun eğmiş kız yazık
Niye doğdun sarı yıldız
Yıldızlarda ne ruşensin
Alem içre perişansın
Garip yurduna düşmansın
Niye doğdun sarı yıldız
Sana Kervankıran derler
Yâre ikrar veren derler
Bana Dertli Kerem derler
Niye doğdun sarı yıldız
*****
04 Ülker Teraziye[viii]
Kerem Dübeyt Havası
Ülker teraziye yetmez
Döne sabah yıldızı döne
Aşk sevdası benden gitmez
Döne sabah yıldızı döne
Evleri var ev yerinde
Köyleri var köy yerinde
Bitmez misin ay yerinde
Döne sabah yıldızı döne
Yar ile kavlimiz vardır
Goncanın dikeni hardır
İşim gücüm ah ü zardır
Döne sabah yıldızı döne
Yıldız gördüm sabah sandım
Ağladım didemden kandım
Kerem der candan usandım
Döne sabah yıldızı döne
*****
05 Sabah Oldu[ix]
Kerem Dübeyt Havası
Sabah oldu kız oyanmaz,
Dön a karvan, dön a karvan,
Eşk ateşi serden getmez
Dön a karvan, dön a karvan,
Ulduzların şahı sensen,
Gözellerin mahı sensen,
Çeke-çeke ahı sensen
Dön a karvan, dön a karvan.
Barmağında kızıl üzük,
Kolunda altun bilerzik,
Canım oldu ezik-muzuk
Dön a karvan, dön a karvan.
Ulduz üzer nişan-nişan,
Alemler olar perişan,
Kerib üzüne danışan
Dön a karvan, dön a karvan.
Sene karvan kıran deyerler,
Yara ikrar veren deyerler,
Mene Derdli Kerem deyerler,
Dön a karvan, dön a karvan.
*****
06 Döne Kervankıran[x]
Kerem Dübeyt Havası
Sabah oldu şavkın batmaz
Döne Kervankıran döne
Aşk ateşi serden gitmez
Döne Kervankıran döne
Yıldızların şahı sensin
Ağlamaktan didem kansın
Sevdiğim ya nice yansın
Döne Kervankıran döne
Parmağında hatem yüzük
Kolunda altın bilezik
Boyun eğmiş kıza yazık
Döne Kervankıran döne
Goncanın dikeni hardır
Aslı'yla kavlimiz vardır
Yoksa halim ah-u zardır
Döne Kervankıran döne
Sana Kervankıran derler
Yâre ikrar veren derler
Bana Dertli Kerem derler
Döne Kervankıran döne
*****
07 Sarı Yıldız[xi]
Kerem Dübeyt Havası.
Yıldız akşamdan doğarsın
Niye doğdun sarı yıldız
Dağlara boyun eğersin
Niye doğdun sarı yıldız
Gökte yıldız
burgan burgan
Üstümüzde telli yorgan
Sarı zülüf beyaz gerdan
Niye doğdun sarı yıldız
Gökte yıldız tekerlendi
Öptüm dudak şekerlendi
Deli gönül efkarlandı
Niye doğdun sarı yıldız
Yıldızlardan ürüşansın
Kerem gibi perişansın
Yardan bana bir nişansın
Niye doğdun sarı yıldız
*****
08 Mavi Yıldız[xii]
Kerem Dübeyt Havası.
Yıldız akşamdan doğarsın
Doğmayaydın mavi yıldız
Ben gibi yar mı seversin
Doğmayaydın mavi yıldız
Gökte yıldızım teklersin
Derdime dertler eklersin
Hanaslı'yı mı beklersin
Doğmayaydın mavi yıldız
Yıldızlardan ürüşansın
Benim gibi perişansın
Yardan bana bir nişansın
Doğmayaydın mavi yıldız
Sana Kervankıran derler
Bana Dertli Kerem derler
Yâre ikrar veren derler
Doğmayaydın mavi yıldız
*****
09 Bir Yıldız Doğdu.
Kerem Yıldız Havası.
Bir yıldız doğdu nur ilen
Âlemi yaktı nar ilen
Vadim vardır o yar ilen
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Yıldızlara ürüşansın
Alemde pür ü şansın
Gurbet yerine düşensin
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Parmağında hatem yüzük
Kolunda altun bilezik
Sabah oldu sana yazık
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Sabah oldu şavkın batmaz
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Yâr sevdası serden gitmez
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Sana Kervankıran derler
Aslı, gönlü viran derler
Bana Dertli Kerem derler
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
*****
10 Sarı
Yıldız.
Kerem Yıldız (Kol Havası)[xiii]
Bir yıldız doğdu nur ile
Alemi yaktı nar ile
İkrarım var o yar ile
Niye doğdun sarı yıldız
mavi yıldız[xiv]
Aman aman evler yıkan
Evler yıkan beller büken
Kervankıran kanım döken
Dön dön dön yâre doğru
dön
Yıldız doğdu efkarlandım
Kalkıp bağları dolandım
Bu tatlı candan usandım
Niye doğdun sarı yıldız
mavi yıldız
Aman aman evler yıkan
Evler yıkan beller büken
Kervankıran kanım döken
Dön dön dön yâre doğru
dön
Aslıhan yatmış uyanmaz
Küçüktür kahra dayanmaz
Ceylan meler Aslı duymaz
Niye doğdun sarı yıldız
mavi yıldız
Aman aman evler yıkan
Evler yıkan beller büken
Kervankıran kanım döken
Dön dön dön yâre doğru
dön
Sana Kervankıran derler
Bana Dertli Kerem derler
Yâre ikrar veren derler
Niye doğdun sarı yıldız
mavi yıldız
Aman aman evler yıkan
Evler yıkan beller büken
Kervankıran kanım döken
Dön dön dön yâre doğru
dön
*****
11 Sarı Yıldız.
Kerem Yıldız Havası.
Bir yıldız doğdu nur ile
Alemi yaktı nar ile
Küsülüyem ben yar ile
Niye
doğdun sarı yıldız mavi yıldız
Aman
aman evler yıkan
Evler
yıkan beller büken
Kervankıran
kanım döken
Dön dön
dön yâre doğru dön
Yine bugün yaralandım
İndim etrafı dolandım
Tatlı canımdan usandım
Niye
doğdun sarı yıldız mavi yıldız
Aman
aman evler yıkan
Evler
yıkan beller büken
Kervankıran
kanım döken
Dön dön
dön yâre doğru dön
Aslıhan yatmış uyanmaz
Küçüktür kahra dayanmaz
Ceylan meler duyamaz
Niye
doğdun sarı yıldız mavi yıldız
Aman
aman evler yıkan
Evler
yıkan beller büken
Kervankıran
kanım döken
Dön dön
dön yâre doğru dön
Sana Kervankıran derler
Bana Dertli Kerem Derler
Yâre ikrar veren derler
Niye
doğdun sarı yıldız mavi yıldız
Aman
aman evler yıkan
Evler
yıkan beller büken
Kervankıran
kanım döken
Dön dön
dön yâre doğru dön
*****
12 Sarı Yıldız[xv]
Kerem Yıldız Havası.
Bir yıldız doğdu nur ile
Alemi yaktı nar ile
İkrarım vardır yar ile
Yıldız
yıldız sarı yıldız
Niye
doğdun sarı yıldız
Niye
doğdun mavi yıldız
Yine bugün yaralandım
İndim etrafı dolandım
Dertli canımdan usandım
Yıldız
yıldız sarı yıldız
Niye
doğdun sarı yıldız
Niye
doğdun mavi yıldız
Yıldızlardan irüşansın
Benim gibi perişansın
Yardan bana bir nişansın
Yıldız
yıldız sarı yıldız
Niye
doğdun sarı yıldız
Niye
doğdun mavi yıldız
Aslıhan yatmış uyanmaz
Küçüktür kahra dayanmaz
Ceylan bağırsa duyamaz
Yıldız
yıldız sarı yıldız
Niye
doğdun sarı yıldız
Niye
doğdun mavi yıldız
Sana Kervankıran derler
Bana Dertli Kerem derler
Yâre ikrar veren derler
Yıldız
yıldız sarı yıldız
Niye
doğdun sarı yıldız
Niye
doğdun mavi yıldız
*****
13 Sabah Oldu[xvi].
Kerem Yıldız Havası.
Sabah oldu şavkın batmaz
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Yâr sevdası serden gitmez
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Yıldızlara ürüşansın
Alemde pür ü şansın
Gurbet yerine düşensin
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Parmağında hatem yüzük
Kolunda altun bilezik
Sabah oldu sana yazık
Ah! saru yıldız, ma’i yıldız
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Bir yıldız doğdu nurilen
Âlemi yaktı narilen
Vadim vardır o yar ilen
Ah! Saru yıldız, ma’i yoldız
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
Sana Kervankıran derler
Aslı, gönlü viran derler
Ban Dertli Kerem derler
Ah! Saru yıldız, mavi yıldız
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
*****
14 Sarı Yıldız[xvii]
Kerem Yıldız Havası.
Sabah oldu şavkın
batmaz
Döne Kervankıran
döne
Aşk ateşi serden
gitmez
Niye doğdun sarı
yıldız
Yıldız tüh
Kanlı m’oldun kanlı m’oldun
Niye doğdun evler yıkan beller büken
Zalim ayrılık dön.
Parmağında altın
yüzük
Kolunda altın
bilezik
Boynun eğmiş kız
yazık
Niye doğdun sarı
yıldız
Yıldız tüh
Kanlı m’oldun kanlı m’oldun
Niye doğdun evler yıkan beller büken
Zalim ayrılık dön.
Yıldızlarda ne
ruşensin
Alem içre
perişansın
Garip yurduna
düşmansın
Niye doğdun sarı yıldız
Yıldız tüh
Kanlı m’oldun kanlı m’oldun
Niye doğdun evler yıkan beller büken
Zalim ayrılık dön
Sana Kervankıran
derler
Yâre ikrar veren
derler
Bana Dertli
Kerem derler
Niye doğdun sarı
yıldız
Yıldız tüh
Kanlı m’oldun kanlı m’oldun
Niye doğdun evler yıkan beller büken
Zalim ayrılık dön
*****
15 Doğdu Sabah[xviii]
Kerem Yıldız Havası.
Doğdu sabah yıldızı
batmaz
Ah! Saru yıldız,
ma’i yıldız
Yâr sevdası serden
gitmez
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön
Avcı gider av
yerine
Bir işim kaldı yâr
ile
Batmaz mısın ey
yerine.
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön
Goncanın çevresi
hardır
İşim gücüm ah‑u
zardır
Yâr ile ikrarım
vardır
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön
Yücelerden düze
indim
Yıldız gördüm sabah
sandım
Kerem candan
usandım.
Ah! Saru yıldız, ma’i yıldız
Kanlım oldun, Kervankıran dön.
*****
16 Sarı Yıldız[xix]
Kerem Yıldız Havası.
Gökte yıldız tekerlendi
Öptüm yanak şekerlendi
Deli gönlüm efkarlandı
Yine mi
doğdun sarı yıldız
Doğdu
da batmaz sarı yıldız
Bir taş attım vızıldadı
Deli gönlüm arzuladı
Dağda ceylan kuzuladı
Yine mi
doğdun sarı yıldız
Doğdu
da batmaz sarı yıldız
Gökte yıldız sayılır mı
Çiğ yumurta soyulur mu
Han Aslı’ya doyulur mu
Yine mi
doğdun sarı yıldız
Doğdu
da batmaz sarı yıldız
Sana Kervankıran derler
Yâre ikrar veren derler
Bana Dertli Kerem derler
Yine mi
doğdun sarı yıldız
Doğdu
da batmaz sarı yıldız.
*****
17 Sarı Yıldız[xx]
Kerem Yıldız Havası.
Sarı yıldız doğdu batmaz
Hayali karşımdan gitmez
Can atarım gücüm yetmez
Erken doğdun sarı yıldız
Bir yıldız doğdu yüceden
Şavkı düştü pencereden
Arzum kaldı şu geceden
Niye doğdun sarı yıldız
Sarı yıldızın saçağı
Sineme çarptın bacağı
Ağam yiğitler koçağı
Erken doğdun sarı yıldız
Bir yıldız doğdu harılan
Cihanı yaktı narılan
Küsülüyüm ben yarilen
Erken doğdun sarı yıldız
Sana Kervankıran derler
Yâre ikrar veren derler
Bana Dertli Kerem derler
Erken doğdun sarı yıldız.
*****
18 Sarı Yıldız[xxi]
Kerem Yıldız Havası.
Sabah oldu şavkın batmaz
Sarı yıldız mavi yıldız
Yar sevdası serden gitmez
Sarı yıldız mavi yıldız
Yıldızlarda uruşensin
Alemlerde perişansın
Garip başına düşensin
Sarı yıldız mavi yıldız
Parmağında hatem yüzük
Kolunda altın bilezik
Boynun eğmiş kıza yazık
Sarı yıldız mavi yıldız
Bir yıldız doğdu nur ile
Alemi yaktı nar ile
Vadem vardır o yar ile
Sarı yıldız mavi yıldız
Yücelerden düze indim
Tatlı canımdan usandım
Yıldız gördüm sabah sandım
Sarı yıldız mavi yıldız
Sana Kervan-Kıran derler
Aslı gönlü viran derler
Bana Dertli Kerem derler
Sarı yıldız mavi yıldız
*****
19 Sabah Oldu[xxii]
Kerem Yıldız Havası.
Sabah oldu şavkın batmaz
Ah sarı yıldız mai yıldız
Yar sevdası serden gitmez
Ah sarı yıldız mai yıldız
Kanlı mı oldun kervankıran dön
Yıldızlara ürüşansın
Garip yerine düşensin
Alemlere perüşansın
Ah sarı yıldız mai yıldız
Kanlı mı oldun kervankıran dön
Parmağında hatem yüzük
Sabah oldu sana yazık
Kolunda altın bilezik
Ah sarı yıldız mai yıldız
Kanlı mı oldun kervankıran dön
Bir yıldız doğdu nur ilen
Vadem vardır o yar ilen
Alemi yaktı nar ilen
Ah sarı yıldız mai yıldız
Kanlı mı oldun kervankıran dön
Sana kervan kıran derler
Bana Dertli Kerem derler
Aslı köklü viran derler
Ah sarı yıldız mai yıldız
Kanlı mı oldun kervankıran dön
*****
Kerem Yıldız Havası.
Bir yıldız doğdu yüceden
Şavkı vurdu pencereden
Kavlimiz var dün geceden
Niye doğdun sarı yıldız
Aman
bir yıldız doğdu yüceden
Yar yar
yar yar yar yar aman
Niye
doğdun evler yıkan
Beller
büken yıldız dön
Sarı yıldız tekerlendi
Baldudaklar şekerlendi
Şimdi kızlar şikarlandı
Niye doğdun sarı yıldız
Aman
bir yıldız doğdu yüceden
Yar yar
yar yar yar yar aman
Niye
doğdun evler yıkan
Beller
büken yıldız dön
Yücelerden düze indim
Yıldız gördüm sabah sandım
Han Kerem candan usandım
Niye doğdun sarı yıldız
Aman
bir yıldız doğdu yüceden
Yar yar
yar yar yar yar aman
Niye
doğdun evler yıkan
Beller
büken yıldız dön
*****
21 Sarı Yıldız (Sivas Yıldız)[xxiii]
Kerem Yıldız Havası.
Havalanma telli turnam
Aşıp gitme çöle karşı
Zülüflerin tel tel olmuş
Açıp gitme yele karşı
Evler yıkan beller büken
Kanlı mı oldun kervan kıran
Dön dön dön dön dön
Şahinim var bazlarım var
Baharım var yazlarım var
Yâre tenha sözlerim var
Ben diyemem ele karşı
Evler yıkan beller büken
Kanlı mı oldun kervan kıran
Dön dön dön dön dön
Dertli Kerem dünya fani
Seni seven neyler canı
Yakışmazsam öldür beni
Yeşil giyin ala karşı
Evler yıkan beller büken
Kanlı mı oldun kervan kıran
Dön dön dön dön dön
*****
22 Kara Ola Böyle Yazı[xxiv]
Yıldız Sivas Dermesi.
Kara ola böyle yazı
Yüreğime vurdu sızı
Evde ağlar köylü kızı
Yıldız yıldız yıldız ey
Ahıma dağlar dayanmaz
Cevrime dağlar dayanmaz
Sevdiğim uykudan uyanmaz
Vay sebep ey hey.
Bir yıldız doğdu yüceden
Şavkı vurdu pencereden
Uykusuzum dün geceden
Yıldız yıldız yıldız ey
Ahıma dağlar dayanmaz
Cevrime dağlar dayanmaz
Sevdiğim uykudan uyanmaz
Vay sebep ey hey
Yıldız gidersin Narman’a
Hiç mi dönmezsin bu yana
Acıyın garip olana
Yıldız yıldız yıldız ey
Ahıma dağlar dayanmaz
Cevrime dağlar dayanmaz
Sevdiğim uykudan uyanmaz
Vay sebep ey hey
Orhan Bahçıvan »Halis Kızılateş«
[i] Kerem
Ardahan Çeşitlemesi.
[ii] Bu
türkünün ezgi türüne bizim yörede Kerem Yıldız deniliyor. Bir başka adı Kol
Havası, üçüncü bir adı da Karşılama Havasıdır. Bazı ezgi türlerinin üç dört adı
olabiliyor.
[iii] Lele:
Azerbaycan Türkçesinde Lala demektir. Anadolu Destan anlatımında ise, Kerem ile
birlikte dolaşan Sofu adlı kişinin taaa kendisidir.
[iv] Kerem
Ardahan Çeşitlemesi.
[v] Bu
türkünün ezgi türüne bizim yörede Kerem Yıldız deniliyor. Bir başka adı Kol
Havası, üçüncü bir adı da Karşılama Havasıdır. Bazı ezgi türlerinin üç dört adı
olabiliyor.
[vi] TRT
İstanbul Radyosu THM Müdürlüğü tarafından derlenmiştir Rept. No: 4533.»Kerem
Yıldız Havası«
[vii] Kerem
Ardahan çeşitlemesi.
[viii]
Kerem Kars Çeşitlemesi...
[ix] Asli
ve Kerem Dastanın Şeki çeşitlemesi.
[x] İstanbul
Çeşitlemesi, Azerbaycan Gence Çeşitlemesinde ise üç dörtlük olarak veriliyor.
[xi] Hikâyet
i Kerem Han (Erzurumlu).
[xii] Hikâyet
i Kerem Han (Erzurumlu).
[xiii]
Bu türkünün ezgi türüne bizim yörede Kerem Yıldız deniliyor. Bir başka adı Kol
Havası, üçüncü bir adı da Karşılama Havasıdır. Bazı ezgi türlerinin üç dört adı
olabiliyor.
[xiv] Türküler
sisteminde üç dizeli, beş bağlamlı türkülere Beşli Türkü denilir...
[xv] Neriman
Altındağ Tüfekçi söylüyor. Kerem Dede türküsü... Tamamen anonimleşmiş. Bir
yıldız türküsü...
[xvi] Hikâyet
i Kerem Han (Erzurumlu).
[xvii]
Behçet Mahir adıyla veriliyor. Bir iki sözcükten
başka değişiklik olmadığı için bu sözlerle aynı olduğunu söylemeliyim.[xviii]
Hikâye i Kerem Han (Erzurumlu).
[xix] Do
kararlı, 4/4 basit usullü bozuk düzende çalınan »la-re-sol« La Kerem ayağında
bir türküdür Burhan Gökalp tarafından derlenmiştir. Rep. No: 3834.
[xx] Ahmet
Şükrü Esen Anadolu Türküleri adlı kitabında türkünün çeşitlemesini şu şekilde
aktarıyor, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Emel Matbaacılık, 1986 -
Ankara, s.97.
[xxi] İzahlı
Halk Şiiri Antolojisi, Türk Edebiyatı Antolojileri: 4, Pertev Naili Boratav
(Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Doçentlerinden) ve Halil Vedat Fıratlı
(Maarif Vekilliği Müfettişlerinden), Ankara 1943 Maarif Matbaası, Maarif
Vekilliği Neşriyat Müdürlüğünün 17. XI. 1942 tarihli ve 83/10105 sayılı emriyle
birinci defa olarak 10.000 sayı basılan seri, s.259-260…
[xxii]
Kerem İle Aslı Şükrü Elçin Kitabından…
[xxiii]
Yöre: Sivas / Kaynak: Aşık Veysel olarak yayınlanıyor. Ancak, bu yıldız türküsü
iki hatta üç ayrı türkü sözlerinden eklemeler yoluyla Kerem yıldız havasıyla
söylenilmiştir. Yani Kerem Yıldız havası üstünden, değişik sözler döşeme
sistemiyle yeni bir Sivas yıldız tanımıyla üretilmiştir.
[xxiv]
TRT müzik dairesi yayınları THM repertuar sıra no: 5165, inceleme tarihi 28.
03. 2019, Yöresi Sivas/Zara Kaynak kişi: Zaralı Halil Söyler, Derleyen: Kubilay
Dökmetaş, Notaya alan Kubilay Dökmetaş, İlhan Öztürk...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder