Mor Dağların Çocuğuyum...
Mor Dağların Çocuğuyum... Anam beni Mor dağların eteğine doğurdu Harman zamanı Yüreğim gecenin yeşiline ağlıyor İhanete yenik düşmüş Cemre varlığını toprağıma salıyor Suyum ısınmış Zerrenin patladığı bir anda Kırağı düşüyor Ayaklarımda pranga olmasına rağmen Özgür mahkumum Gözlerim dikenli tel firarisi Güneş üşümeleri Ayrılık kendi hanesinde tartılıyor Kurşuni rengiyle Yitirilmiş umutların arifesinde İnsan hep ayakta Dönence yüzlü bu dünyanın Temeli yangın Toprak kan kokunca aniden Kendini parçaladı Ezgili sesim deryalarda özünü arıtıyor Teferruat dedikleri şeylere Sancılı bir yaşamın içindeyim bilirsin Tırnaklarım pas tutmuş Küheylan kişnemesi mahmuz vurgunu Dizginleri koparmış asi Yaşamın kuytu denilen girdabında Ellerim çiçek yarası Ezgili Ben bu kaçışların Sesinde yitirdim gençliğimi Bırakın yüreğimi kendi kendine ağlasın Yanılgı Tozkoparan bir vuruştur derler Sadece kendimi topluyorum tezgahlarda Şimdi geriye gidiyor ayaklarım