Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dadaloğlu.

Resim
 Dadaloğlu   1785-1868. Çukurova ve Orta Anadolu'da yaşadığı varsayılmaktadır. Asıl adı Veli’dir.  Öteki Afşarlar gibi göçer bir ailenin çocuğu olan Dadaloğlu, aşıklık geleneğini ve ilk eğitimini babası Aşık Musa’dan aldı.  Bir süre imamlık yaptıktan sonra aşıklığa yönelen Dadaloğlu, daha sonra Kozanoğlu’nun çocuklarının yetiştirilmesini üstlendi.  Afşarlarla Osmanlı arasındaki gerginliğin 1865 yıllarında iyice belirginleşmesiyle Kozanoğlu öldürüldü ve Afşarlar dönemin iskan yasası gereğince İsmail Beyin denetiminde Yerköy ve Çiçekdağı çevresine yerleştirildiler. Ancak Çapanoğlu’nun Afşarları bu bölgede istememesi nedeniyle birçok çatışma gündeme geldi. Çapanoğlu’nun gücüne direnemeyen bir bölüm Afşar Refahiye yakınlarında Sindel köyüne geçti. Bir bölümü ise Yerköy ve Çiçekdağı çevresinde kaldı.  Dadaloğlu, öğrenim görmüş olduğu halde, birçok okur yazar aşık gibi divan edebiyatı etkisinde kalmamıştır. Şiirlerinde Karac’oğlan’la Köroğlu karışımı bir duygu gözlenir.  An

Aşk Sadece...

Resim
Aşk Sadece...   Aşk yeryüzüne yaşamak için gelen Çağrısız bir misafirdir Zamansız Sınırsız Yüreklere yel gibi dalan Gönüllere yangın misali kök salan Keremce bir kül demektir.  Yaşam üzerinde mantık ötesi Üçüncü boyut Efsanevi bir duygu Aşk Üç harf Tek hece Sonsuza kadar sonsuz Sestir.  Aşk sadece Yaşanılan duyguların çığlığıdır Buraya kadar Diyendir  Eğer aşkı anlatırsak biz bize Masalımsı öykülere bakarız Gerçekler babında Algılarız Sadece kendi ruh benliğimizi Doyurmak adına Soyut Nice sözcük varsa savururuz Kimseler etmez şikayet  Yorgunum Yürümek adına tahammül Sevmek iki damla gözyaşı Dinmiyor iç sızılarım  Somut ses ver Çekiç gibi Taş gibi Soyut sözler yüreğimi ağlatıyor Saçma Bilir gönül çaresizce Çığırtkan Sözlerin ses arasını  Belki bir gece yolculuğu Gittiğim yol Benim ezgilerim cılız Benim şiirler yetersiz Tınılar hepten bozuk biliyorum  Aşk morötesi bir boyut Güç Yüreğim yorgun Gözlerim dargın Ellerim kırgın Vay! Benim aptal yüreğim Dön evine Neyine gerek

Göle Ovası Destanı!

Resim
Göle Ovası Destanı!   Aşık Garip Tebriz’i Ben Göle‘mi övmüşüm!   Adem’den bu yana yeşildir yurdun Seni şen olasın Göle ovası Nuh Nebi’yle birlik tufanı gördün Seni şen olasın Göle Ovası   İdris Nebi ile göğe ağarsın Hızır İlyas ile yeni doğarsın Keke Halifeyle geyik sağarsın Seni şen olasın Göle ovası   Çayırın çimenin cilin var senin Peynirin kaymağın balın var senin Mor inek mor koyun malın var senin Seni şen olasın Göle ovası Karınca düzüne salsam yolumu Acı suya inip yuysam elimi Şahmaran masalı besler dilimi Seni şen olasın Göle ovası   Harosun kobuğu tarla yemliği Özlemişim kavurmayı hedigi Keşke mesken tutsam Kızılgediği Seni şen olasın Göle ovası   Çeçil peynirini dürsem yufkayla Pağacın için yesem çumayla Dırşoyu toplasam yesem gımıyla Seni şen olasın Göle Ovası   Merdinik oymağı sana ad verdi Karac-oğlan gelip ezgini derdi Oğuz Baba senin hükmüne erdi Seni şen olasın Göle Ovası   Canım kurban Hoşdülbent’in gülüne Kutnu kumaş alam sarsın beline Ses katmışım koca Kür’ün seline

Ardahan yolları!

Resim
Ardahan Yolları!   Kurt dumanlı günü sever Şair Yağmurlu Günü!   Ardahan yolları şimdi yağmurlu Islanıyorum Çiğdemler çiçek açtı Göçmen kuşlar da döndü Şimdi Yanında olmak isterdim  Ardahan yolları şimdi yağmurlu Sesime yabancıyım Ezgi kokan bir sabahın üstünde Korku çalar kapımı İnsanım İnsan olduğum bilinmeli Bir insan romanı okuyorum Bir eşkıya romanı Ellerim gözlerim dilim sesim Benden hesap soruyor Bu emek niye  Ardahan yolları şimdi yağmurlu Günü gün üstüne koyup çalıştık Fabrika kapısında güvercinler Mezar soytarıları Her dilde İngilizleşmek Fransızlaşmak Kendi kendine yok oluş Tan vaktinde yoldayım Güneşin doğuşunu görüyorum Bir kahkaha Bir tufan Kendine yabancı bir can Ana kurban neredesin  Ardahan yolları şimdi yağmurlu Satılmış iş gücüm Şaşkın Perişan Ellerimin günahı ne Acemilik nedir diye sorarsan Derim en kısa yoldan  Ardahan yolları şimdi yağmurlu Küskün duruyor gönlüm Sokak devşirmesi yatak uykusuna Köle Kırbaç Mühr i Süleyman Devri devran Boşuna geçmiş bunca zaman Göky