Gün doğuyor kapımızın pervazına
Ezan çoktan okundu
Kalk ana kalk seccaden seni bekliyor
Sabahın seherinde
Kür kırağında
Avuçladım
Çimen kokulu kara toprağı
Sen kokuyordun
Ana
Saklandım yokluğuna
Kocaman bir dağ devrildi seninle
Kaç kez ezildim, kaç kez kavruldum
sensizliğinle
Savrulmuş çocukluğum gurbet yurduna
Ana deyip topraklara susuyor
Sessizce
Şimdi çok uzak bir gurbetin kucağındayım
Küçük bir evin küçük bir odasında
Sesine sığınmışım
Susuyorum
Sürgünce
Şimdi
Senin sesinden dinliyorum
Mahmut ile Hazal’ın o hazin destanını
Gecenin uç noktasında
Senin o hazin sesin kulaklarımda
çınlıyor
Sesin var yanımda duyuyorum
Sen yoksun ana...
Gözlerim kapanıyor öylece
Duvarlar senin sesini yankılarken
Geçmiş bir zamanın çizgilerini
Aklın merkezinde aramak
Böyle bir şey
Senin sesinden dinliyorum
Hazal’ın söylediği o son türküyü
Ölümden bir nefes öncesini
Dizelere döküyordu
Güneş batarken durdu
Konağın duvarında kocaman bir anne
ölüsü
Gün batımı yedi kardeş at üstünde
Yollar fesat kervanıyla
Çiğneniyor bilesin
Giden gitti
O kocaman sevda bitti
Artık ölüm korkusu yüreğini
çınlatmıyor
Ses duyunca titremiyor yüreğin
Rahat uyu
Toprağında özgürce
Çoklar içinde tektin
Kimsesizdin dünyanın bir ucunda
Yıkılmayan bir kaleydin
Sevdanın sahibiydin ulu şafak yolcusu
Dik durdun,
Dimdik durdun yıkılmadın
Ey koca çınar
Zemheride
Kar yağarken evimizin üstüne
Sen yüreğinle ısıtırdın yavrularını
Senin ezgilerin turnalara yoldaştı
Senin ezgilerin çocuklara ninniydi
Senin ezgilerin seni anlatıyordu
Gri bir mendil olurdu ömrün
Kardeş kurşunundan kurtulduğun gün
Bir tek güvercinler bilirdi
Gizlice ağladığını
Başındaki şal örterdi dertlerini
Erken kalkardın
Gün doğmadan sen doğardın ovaya
Emeğinle doyururdun bizleri
Nasırlı ellerinin
Sıcak teriyle
Şimdi çok uzak bir yerdeyim
Ne kabrine gelebiliyorum nede yanına
Zaman eritiyor ömrümüzü
Yokuş aşağı inmeye başladım biliyorum
Hazırlan koynuna geliyorum
Şimdi
Bir Teyp bandında sesin geliyor
Yüreğimle dinliyorum seni ben
Gurbetin sofrasında
Dosta düşmana inat
Yaşamın tam ortasında var olmak
Çiçekli tarlaların üstünden
Bir halay havası alır sesini gider
Dökülür toprağa ezgiler
Ferman Baba sesiyle
Sinemce
Beyaz giyme göz olur
Sinem
yar ha Sinem yar
Rüzgâr eser toz olur
Gitme
gitme gelem yar
Çok gelip geçme yoldan
Sinem
yar ha Sinem yar
Eller görür söz olur
Gitme
gitme gelem yar
Gün doğuyor evimizin üstüne
Ezan çoktan okundu
Hele yekin
Türkülerin beyaz gelini
Seherde seccaden seni bekliyor
Toprak Ana
Orhan Bahçıvan
»Ardahan Anka Kuşu Şiir kitabımdan«
Ne güzel bir insanın annesi olmuş. Topluma kazandırmış.
YanıtlaSilAynı ana belki de ne çok evladın anası olmuştur.
Size sağlık, anneye rahmet diliyorum.
Işık içinde uyusun.🙏
Kaleminiz daim olsun hocam.
Selam ve saygılarımla 🐞
Emine Pişiren
Ne güzel bir insanın annesi olmuş. Topluma kazandırmış.
YanıtlaSilAynı ana belki de ne çok evladın anası olmuştur.
Size sağlık, anneye rahmet diliyorum.
Işık içinde uyusun.🙏
Kaleminiz daim olsun hocam.
Selam ve saygılarımla 🐞
Emine Pişiren
Merhaba Emine Hanım, bütün anneler cennet kokusunu taşır. Sizde bir annesiniz, Bütün annelere selam olsun…Yorum için teşekkürler….
YanıtlaSil