Sokakta Akşamüstü!

Sokakta Akşamüstü!


Eylül Kıygınlarına

 
Sokakta akşamüstü
Rüzgar esiyor, yağmurla karışık
Kuzguni bulutlar çevremizi sarıyor
Bulutların ardında kalan güneş
Gidiyor
Başka ülkelerin
Başka insanların üstüne doğmak için
Bulutların o ölümcül fırtınası
Vuruyor evlerimize
Evlerimiz, gecekondularımız
Çatır çatır çatırdıyor
Üşüyorum

Sokakta akşamüstü
Satıcılar kol geziyor peş peşe
Ekmek parası için
Çan çalıyor Koz helvacı şekerci
Bağırıyor son sesiyle üzümcü
Alan yok, aldıran yok
Elleri, yüzleri kirden görünmez
Bizim sokağın çocukları
Büyüyorlar
Cıvıl cıvıl sahte neşeyle

Sokakta akşamüstü
Ellerimi koyacak yer bulamıyorum
Gözlerim sokakların ortasını geziyor
Yağmur, karanlığın içine sinip geldi
Ansızın, beynime düşüyor gurbet kavramı
Turnaların sesine kavuşmam gerek
Umut neredesin umut
Gönlümüz seni arıyor

Sokakta akşamüstü
Umut
Bir lale soğanı diktim toprağa
Dağlara saldım gönlümü
Bir içimlik sigarayla yetindim
Bölüştüm tüm sözcükleri dostlarla
Ezgileri çocuklarla
Bölüştüm özgürce
Sustum

Sokakta akşamüstü
Kadın elinde filesiyle geçiyor
Evlendim diyor kumral saçlı kız
Naciye’nin sekizinci kocası
Caso dün gittiği kadını düşünüyor
Çocuklar köşede sigara içiyorlar
Efkar dağıtmak için
Binali tedirgin
Sekiz köşeli kasketini çıkarıp
Kafasını ağır ağır kaşıyor
Radyo akşam haberlerini veriyor
Annem akşam yemeğini
Kahveci hep aynı plağı çalıyor
Sofrada ürperiyorum

Sokakta akşamüstü
Yol kenarına oturmuş Senem Kadın
Oğlunun mektubunu okutuyor
Sokak lambasının altında
Oğlu askerde Senem Kadın’ın
Asker yönetimde
Hapishaneler tıka basa doldurulmuş
Yığınlar meydanlarda dağıtılmış
Sokaklar susturulmuş
Evler külbastı duman
Beynimin içinde çanlar çalıyor
Zorlanıyorum

Sokakta akşamüstü
Vardım masal diyarına
Çözüldü sihirli lambanın hüneri
Dost köyüne giden yollar gibiyim
Gecelerin dem aldığı bir noktada
Yol göründü anacan
Yol göründü benim garip gönlüme
Azık doldur çantama
Fanila koy kitap koy şiirleri unutma
Türküleri de

Sokakta akşamüstü
Yumruklarımı sıkmadan
Kinimi, nefretimi duvarlara vurmadan
Sevecen olmalıyım, barışcan kalmalıyım
Yitirmeden insanlık duygularımı
Bütün zamanlarımı şiirlere koymalıyım
Ki, bu şiirler
Kuşaktan kuşağa armağan olsun

Sokakta akşamüstü
Gitti gideceği yere güneş
Gitsin gidebildiği yere
Zaman üstümüze
Gecelerin karanlığını getiriyor
Gecelerin zulmünü
Bense, var olanı bölüşmek istiyorum
Durmadan dinlenmeden çalışarak
Şiir nasibin bol olsun
Yazıldığın zamanlar

Sokakta akşamüstü
Dönüşü olmayan yollara girdim
Beklesin lale soğanı
Beklesin bizim sokak
Her gidişin bir dönüşü var
Mutlaka

Sokakta akşamüstü
Babam grevler bitti diyor
15–16 Haziranlar tarihe gömüldü
Ben, lale soğanını düşünüyorum
Kahveci hep aynı plağı çalıyor
Sokaklar Demir Ökçe altında
İşçiler, öğrenciler, emekçiler
Ulu orta sahipsiz
Doğacak güneşin umudunu taşıyorlar
En azından ben öyle düşünüyorum
İçeri giriyoruz
Şehir operasyonları başlıyor
Babam bana bakıyor, ben babama

Yolculuk başlıyor bir akşamüstü
Sırtıma çantamı vuruyorum
Yürüyorum

Sokakta akşamüstü
Emin ol benim emekçi babam
Emin ol
Sözümüzle geçeceğiz tarihe
Gün gelir, zaman ufkuna durur
Sözümüz türkü olur saçılır meydanlara
Arkamızda kalacak bu acılı yaşam
Bu hüzün, bu çöküntü
Bitecek yağmur
Gelecek güneş
Biliyorum

Orhan Bahçıvan
»Acılar Da Üşür 2002« Kitabımdan.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Alagöz Dağı’nın Çocukları / Çolaklar / »Kızılateş Sülalesi«

Merdinikli Türkmen Karaca-Oğlan...

Göle Yöresi Halk Oyunları