Ercişli Emrah
Gezeyim bir zaman yar garip garip
Şah
Abbas (1587-1628)
döneminde yaşadığı düşünülmekte, ancak yaşamına ilişkin ayrıntılı bilgi
bulunmamaktadır. Buna bağlı olarak da bazı anlatılara dayanarak 1585 yılında doğmuş olabileceği savları
bulunmaktadır. Herşeye karşın böylesi bir kesinliğe ulaşmak olanaklı görünmemektedir.
Bazı kaynaklara göre ise 17. yüzyılda yaşadığı varsayılmaktadır.
Doğu Anadolu, Azerbaycan, Türkmenistan ve
Ermenistanda yayılmış olan »Emrah ile Selvihan« adlı halk öyküsünün
kahramanıdır. Aşık Sergender’ın
(Sefil Sergender)
düzenlediği bu hikayenin süreç içinde halk tarafından benimsenerek bir kişiliğe
büründürüldüğü varsayılmaktadır. Yine de saz şairi Emrah’la öykü kahramanı Emrah’ın
aynı kişi olup olmadığı karışmaktadır.
Şiirleri bazen Emrah adlı öteki aşıklarla karıştırılmasına karşın, işlediği
konular ve biçim itibariyle farklı yanları görülebilmektedir.
Ayrıca 1700’lü
yılların 2. yarısıyla 1800’lü yılların ilk yarısında yaşamış Ahıskalı Emrah, aslen Bayburt’un Haşıya
(şimdiki adı Aksaçlı) köyünde doğan, Erzurum’un Tambura köyünde eğitim gördüğünden
dolayı da Erzurumlu olarak bilinen Emrah
(1775-1860), asıl adı Emrullah
olan Ardanuçlu Emrah (1842-1914),
asıl adı Emrah Gülmmedov olan Borçalılı Emrah (1914-1987) ve asıl adı Hamza Başyurt olan Hafikli Aşık Emrah bulunmaktadır.
* * *
Baktım Selvi Bağı
Baktım Selvi bağı susmuş uyumuş
Otağı yıkılmış bülbülü ağlar
Hoyrat bir yel esmiş silmiş süpürmüş
Nergis boynun bükmüş güller kan ağlar
Ayrıldım Selviden hastayım hasta
Başım yastıktadır kulağım seste
Almışlar kuşumu inler kafeste
Ruhunu yitirmiş bir güzel bağlar
Hem ağlarım hem inlerim yürürüm
Ruhumu ardınca çeker sürürüm
Gece düşte gündüz şurda görürüm
Selvi der ağaçlar peçeli dağlar
Emrah yar acısı daima
canda
Gönül melül mahzun dideler kanda
Şah geldi götürdü sevdası bende
Gönülde ah değil sevdası çağlar
* * *
Garip Garip
Hazan ile geçti gülşeni bustan
Eyler dertli bülbül zar garip garip
Haraba yüz tuttu bezmi gülistan
Ağla şimdengeru var garip garip
Hançeri feleğin ucu ciğerde
Gittikçe artıyor yara bu serde
Diyarı gurbette tutuldum derde
Gel tabip yaramı sar garip garip
Emrah bizim elin gonca
gülleri
Açılmıştır öter dost bülbülleri
Ben Sefil Sergender gurbet elleri
Gezeyim bir zaman yar garip garip
* * *
Gitti
Çığrışır bülbüller gelmiyor bağban
Hoyrat dost bağından gül aldı gitti
Türlü mihnet ile bir bağ bezettim
Bağı ben becerdim el aldı gitti
Yüz bin mihnet çektim bir daha gerek
Hayli ömür ister bir daha görek
Yarım elden aldı o zalim felek
Yarım elden aldı o zalim felek
Aktı gözüm yaşı sel aldı gitti
Nazlı yardan kem haberler geliyor
Dostlarım ağlıyor düşman gülüyor
Dediler ki Sefil Emrah ölüyor
Kimi kazma kürek bel aldı gitti
* * *
Yoh Yoh
Seherde uğradım ben bir güzele
Dedim Tatar mısın söyledi yoh yoh
Bu gönül dağında bahar ayında
Dedim biter misin söyledi yoh yoh
Dedim ala nedir dedi gözümdür
Dedim güneş nedir dedi yüzümdür
Dedim bülbül nedir dedi özümdür
Dedim öter misin söyledi yoh yoh
Dedim inci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim on beş nedir dedi yaşımdır
Dedim yeter misin söyledi yoh yoh
Dedim ölüm nerde dedi aynımda
Dedim zulüm nerde dedi boynumda
Dedim ağ memeler dedi koynumda
Dedim tutar mısın söyledi yoh yoh
Dedim Erciş nedir dedi ilimdir
Dedim gider misin dedi yolumdur
Dedim Sefil
Emrah dedi kulumdur
Dedim satar mısın söyledi yoh yoh
* * *
Durnam Girer Olsan
Durnam gider olsan bizim ellere
Şeker söyle kaymak söyle yağ söyle
Eğer meni sorsa ihtiyar anam
Boynum armut sapı canım sağ söyle
Felek bilekçeyi taktı koluma
Yad ölkede baş eğdirdi zalime
Sevdiğim üz dönüp bakmaz halime
Yolumu bağladı karlı dağ söyle
Gurbet elin töhmeti var alı var
Cazı oyunbazı yaldak dili var
Gör Emrah’ı ağlanacak halı var
Kurudu gazele döndü bağ söyle
* * *
Kömür Gözlüm
Kömür gözlüm ateşine düşeli
Didem kan yaş döker dilim dad eyler
Diyar-ı gurbette Sefil Sergender
Bana senden başka kim imdad eyler
Ta ezelden oldum gamlar düşkünü
Ben feleğe minnet etmem beş günü
Selvi'm ne beklersin Şah’ın köşkünü
Beni
mahzun koymuş şah’ı şad eyler
Yatamadım nazlı yarin dizine
Doya doya bakamadım yüzüne
Uyma Selvi'm uyma elin sözüne
Beni senden seni benden yad eyler
Ayrılık şerbeti ölümden acı
Gel söyle sevdiğim nedir ilacı
Kendine mülk sanma taht ile tacı
Felek ne umdurur ne abad eyler
Yine rengin aldı dağlar lalesi
Yıkıldı yapılmaz gönlüm kalası
Emrah’ın çektiği Selvi
belası
Ne alır canımı ne azad eyler
* * *
Sen
Sefa Geldin
Benim
son günüme geldin ulaştın
Merhaba
Selvi can yar sefa geldin
Kapanan
yaramı yeniden açtın
Getir
merhemini sür sefa geldin
Geldi
kulağıma Selvi’nin sesi
Sen
miydin çekerdim kederi yası
Yarın
bir elinde viran elması
Yanık
yüreğime nar sefa geldin
Emrah’ın sevdiği Selvi
sen misin
Sağ
elin sinemde gezdirir misin
Ağır
salacamı kaldırır mısın
İşte
namazıma dur sefa geldin
* * *
Karşımızda Karlı
Karşımızda karlı dağlar
Dağlar, bizim dağlarmı ola
Ağ birçekli menim anam
Oğul deyib ağlarmı ola
Bülbül öter bağ içinde
Ahu gezer dağ içinde
Ağ-eyvan otak içinde
Tay-tuşların ağlarmı ola
Ne kovğalı menim başım
Bu kürbete atıldı daşım
Selfe tek mekteb yoldaşım
Emrah deyib ağlarmı ola.
* * *
Bugün Yarim
Bugün yarım
çıkmış seyri gülşene
Sallanıbnan
yüz min naz ile gelir.
Bir ayna kabaxlı,
o kelem çaşlı
Ağ üze halları
düzülen gelir
* * *
Bir xalın
meyvadır gelmez rende
Bir xalın belgedir
gedir firenge
Bir xalın
mahalı saçıbdı bende
Bir xalın
söhbeti, sazınan gelir.
Emrah deyer yarab bu ne işdi
Kefesde
oxuyan o toti kuşdu
Bir xalın
payızdı, bir xalın kışdı
Bir xalın
bahardı yaznan gelir
* * *
Köç Köç
Olub
Köç-köç
olub gelir Bağdad elinden
Köçünüzde
bölük bölündü durna
Meni saldın
nazlı yarın eşkine
Serinde
tellerin göründü durna
Kelem oynar
nazlı yarın kaşında
Eyb yoxdu
daheninde dişinde
Sayadnan kazdı
gölün başında
Yara doğru
xeber ver imdi durna
Hayana gedende
çağır allahı
Katardan
üzülüb alla dallanı
Servinaza
müjde versen Emrah’ı
Bil itkince
yarın bulundu durna
* * *
Tutam Yar
Tutam yâr elinden tutam
Çıkam dağlara dağlara
Olam bir yaralı bülbül
İnem bağlara bağlara
Birin bilir binin bilmez
Bu dünya kimseye kalmaz
Yâr ismini desem olmaz
Düşer dillere dillere
Emrah eydür bu günümdür
Arşa çıhan tütünümdür
Yara gidecek günümdür
Düşem yollara yollara
*
* *
Bugün Ben Bir
Bugün ben bir güzel gördüm
Bakar cennet sarayından
Kamaştı gözümün nuru
Onun hüsnü cemâlından
Salındı bahçaya girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menekşe boyun burdu
Gül kızardı hicabından
Bahçanın kapısın açtım
Sanarsın cennete düştüm
Öptüm, sevdim, helallaştım
Buse aldım yanağından
Bahçanın etrafı güldür
Dalında öten bülbüldür
Sefil Emrah edna kuldur
Bağışla geç günahından
Bekir Karadeniz / Orhan Bahçıvan
Bugün Ben Bir
Bugün ben bir güzel gördüm
Bakar cennet sarayından
Kamaştı gözümün nuru
Onun hüsnü cemâlından
Salındı bahçaya girdi
Çiçekler selama durdu
Mor menekşe boyun burdu
Gül kızardı hicabından
Bahçanın kapısın açtım
Sanarsın cennete düştüm
Öptüm, sevdim, helallaştım
Buse aldım yanağından
Bahçanın etrafı güldür
Dalında öten bülbüldür
Sefil Emrah edna kuldur
Bağışla geç günahından
Bekir Karadeniz / Orhan Bahçıvan
Doğulu
Halk Şairleri. 1-2 cilt
KaraMavi
Yayınları • 1. Baskı Temmuz 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder