Ahıskalı Emrah »Işığı«
1700’lü yılların son, 1800’lü yılların ilk yarısında yaşadığı
kabul edilmektedir. Ahıska’nın Varnet köyünde doğdu. Bazı şiirlerinden anlaşıldığı
kadarıyla 1824-1829 yıllarındaki Osmanlı-Rus Savaşını yaşadı.
Kullandığı ifadeler ve şiire hakimiyeti
açısından iyi bir eğitim gördüğü düşünülmektedir. Bağlama çalmasını bilmemesine
karşın deyişmelerde bulunduğu ve hemen her türde şiir örnekleri vermiştir.
Özellikle »leb değmez« tarz şiirlerde Işıği mahlasını kullandığından bazen 2 ayrı şair olduğu yanılsamasına yol
açmıştır. Bunun yanında, Sefil Emrah,
Emrahi mahlaslarını da kullanmıştır.
Şiirleri aynı adlı öteki aşıklarla karışsa
da Azeri kaynaklarından hareketle büyük ölçüde ayrıştırılma olanağı bulmuştur.
Ahıskalı
Emrah,
büyük bir olasılıkla 1830’lu yılların
ortasında köyünde öldü ve orada toprağa verildi.
Ayrıca 16.
ya da 17. yüzyılda yaşadığı
varsayılan Ercişli Emrah, aslen
Bayburt’un Haşıya (şimdiki adı Aksaçlı) köyünde doğan, Erzurum’un Tambura
köyünde eğitim gördüğünden dolayı da Erzurumlu olarak bilinen Emrah (1775-1860), asıl adı Emrullah olan Ardanuçlu Emrah (1842-1914), asıl adı Emrah Gülmmedov olan Borçalılı
Emrah (1914-1987) ve asıl adı Hamza
Başyurt olan Hafikli Aşık Emrah
bulunmaktadır.
* * *
Bir Yiğidin
Bir yiğidin yaman derdi
Olmasa kan yaş töker mi
Menemşe sümbül solmadan
Dağlara duman çöker mi
Ezelden bu dünya böyle
Garibin bir derdi sıla
Har olmasa bülbül güle
Ah eder boyun büker mi
Sefil
Emrah
odda netsin
Gönül diler
kama yetsin
Bir elçimiz daha gitsin
Görek onu da eker mi
* * *
Güzeller
Bugün aziz gündür derneğimiz var
Yoluz düşsün ziyarete güzeller
Hasretliğiz çoktan beri çekeriz
Verin baçı geçin öte güzeller
Kimi göç eylemiş göçü var düze
Kimi siyah zülüf dökmüştür yüze
Eğer bir hayrınız olmasa bize
Düşesiniz siz firkate güzeller
Emrahi der gerçek oldu
sözümüz
Arşa direk oldu ah u süzumuz
Size geçer ise bu niyazımız
Sualsiz dolun cennete güzeller
* * *
Nazlı
Dilinen vasfolmaz bir selatinsin sen
Ay güne şavk vurur yanağın nazlı
Bulunmaz ne mina ne de billurda
Bir başka örnekte buhağın nazlı
Astası gözlerinin etrafı müjgan
Sanırsın ki avcı yakacaktır can
Her bakışta eder yüz bin kere kan
Oynatsa kaşıyla kabağın nazlı
Nazlının nazına can mı dayanır
Hasretlik ahıyla dağ taş uyanır
Alem senden misk amber boyanır
Emrah görmek diler o
bağın nazlı
* * *
Senin
Ateşe yakar cihanı aşk ile narın senin
Ah ettin arşa dayandı ah ile zarın senin
Nas içinde destan oldun düştün dilden
dillere
Yar elinden serserisin ya hani arın senin
Aşıksın aşnan ararsın ah edersin derinden
Aşnan sadık yarın ise der sana ne narından
Sad hezar naz ile senin aklın ala serinden
Şay eder gizli sırların hercai yarin senin
Işıği der sıdk ile gel
sen çalış hak rahına
Git uzak şeytan şerrinden sığın şahlar
şahına
Seni halk eden hallakın secde kıl dergahına
Her ne dilek dilersen ihsan eder Tanrın
senin
Bekir
Karadeniz / Orhan Bahçıvan
Doğulu
Halk Şairleri. 1-2 cilt
KaraMavi
Yayınları • 1. Baskı Temmuz 2010.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder