5 Mayıs 2020 Salı

Ahıskalı Emrah »Işığı«


Ahıskalı Emrah »Işığı«


1700’lü yılların son, 1800’lü yılların ilk yarısında yaşadığı kabul edilmektedir. Ahıska’nın Varnet köyünde doğdu. Bazı şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla 1824-1829 yıllarındaki Osmanlı-Rus Savaşını yaşadı.

Kullandığı ifadeler ve şiire hakimiyeti açısından iyi bir eğitim gördüğü düşünülmektedir. Bağlama çalmasını bilmemesine karşın deyişmelerde bulunduğu ve hemen her türde şiir örnekleri vermiştir.

Özellikle »leb değmez« tarz şiirlerde Işıği mahlasını kullandığından bazen 2 ayrı şair olduğu yanılsamasına yol açmıştır. Bunun yanında, Sefil Emrah, Emrahi mahlaslarını da kullanmıştır.

Şiirleri aynı adlı öteki aşıklarla karışsa da Azeri kaynaklarından hareketle büyük ölçüde ayrıştırılma olanağı bulmuştur.

Ahıskalı Emrah, büyük bir olasılıkla 1830’lu yılların ortasında köyünde öldü ve orada toprağa verildi.

Ayrıca 16. ya da 17. yüzyılda yaşadığı varsayılan Ercişli Emrah, aslen Bayburt’un Haşıya (şimdiki adı Aksaçlı) köyünde doğan, Erzurum’un Tambura köyünde eğitim gördüğünden dolayı da Erzurumlu olarak bilinen Emrah (1775-1860), asıl adı Emrullah olan Ardanuçlu Emrah (1842-1914), asıl adı Emrah Gülmmedov olan Borçalılı Emrah (1914-1987) ve asıl adı Hamza Başyurt olan Hafikli Aşık Emrah bulunmaktadır.

* * *

Bir Yiğidin

Bir yiğidin yaman derdi
Olmasa kan yaş töker mi
Menemşe sümbül solmadan
Dağlara duman çöker mi

Ezelden bu dünya böyle
Garibin bir derdi sıla
Har olmasa bülbül güle
Ah eder boyun büker mi

Sefil Emrah odda netsin
Gönül diler kama yetsin
Bir elçimiz daha gitsin
Görek onu da eker mi

* * *

Güzeller

Bugün aziz gündür derneğimiz var
Yoluz düşsün ziyarete güzeller
Hasretliğiz çoktan beri çekeriz
Verin baçı geçin öte güzeller

Kimi göç eylemiş göçü var düze
Kimi siyah zülüf dökmüştür yüze
Eğer bir hayrınız olmasa bize
Düşesiniz siz firkate güzeller

Emrahi der gerçek oldu sözümüz
Arşa direk oldu ah u süzumuz
Size geçer ise bu niyazımız
Sualsiz dolun cennete güzeller

* * *

Nazlı

Dilinen vasfolmaz bir selatinsin sen
Ay güne şavk vurur yanağın nazlı
Bulunmaz ne mina ne de billurda
Bir başka örnekte buhağın nazlı

Astası gözlerinin etrafı müjgan
Sanırsın ki avcı yakacaktır can
Her bakışta eder yüz bin kere kan
Oynatsa kaşıyla kabağın nazlı

Nazlının nazına can mı dayanır
Hasretlik ahıyla dağ taş uyanır
Alem senden misk amber boyanır
Emrah görmek diler o bağın nazlı

* * *

Senin

Ateşe yakar cihanı aşk ile narın senin
Ah ettin arşa dayandı ah ile zarın senin
Nas içinde destan oldun düştün dilden dillere
Yar elinden serserisin ya hani arın senin

Aşıksın aşnan ararsın ah edersin derinden
Aşnan sadık yarın ise der sana ne narından
Sad hezar naz ile senin aklın ala serinden
Şay eder gizli sırların hercai yarin senin

Işıği der sıdk ile gel sen çalış hak rahına
Git uzak şeytan şerrinden sığın şahlar şahına
Seni halk eden hallakın secde kıl dergahına
Her ne dilek dilersen ihsan eder Tanrın senin


Bekir Karadeniz / Orhan Bahçıvan

Doğulu Halk Şairleri. 1-2 cilt

KaraMavi Yayınları • 1. Baskı Temmuz 2010.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen Kal Burda Ayrılık!

Sen Kal Burda Ayrılık! Düşünce denen bir şey vardır Beynimizin o ilkel noktasında Ya fabrikadayız ya da tarlada Ya demiri un ediyoruz Ya...