Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa!

Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa!



Efsane Kars Karşılaması, »Ata Barı«
Oktay Ekinci'nin Anısına Saygıyla.

Hoş Gelişler Ola adıyla ülke çapında bilinen ve söylenilen bu »Kars Karşılama Havası« son günlerde epeyce tartışma konusu olmuştur. Bu tartışma konusu bilinen siyası tartışmaların içinde yer alan kısır döngüden ibarettir.

Günümüzde şiirin ve ezginin asli yapısına bakmadan kulak dolgusuyla varılan yorumlar ne derece doğrudur bilemiyorum. Ancak bir başka konu daha var ki, bir şarkının, bir marşın, bir türkünün bir başka dilde okunmasına bakarak o konu hakkında kesin karara varmak biraz saflık olmaz mı? Bir ezginin, söz döşeme sistemine bakılmaksızın, ezgi olarak ana makam yapısı incelenmeden,  hangi kaynaktan beslendiği, hangi ana makamdan renk aldığı bilinmeden üstünkörü bir benzetmeyle sorun geçiştirilemez.

Osmanlı döneminde ve daha sonraki cumhuriyet döneminde Kars Şehrine ziyaret amaçlı olsun ya da başka amaçla olsun, gelen devlet adamlarına, paşalara, komutanlara dahası önemli kişilerin hemen hemen hepsine, şiirler yazılıp türküler, marşlar bestelenmiş ve armağan edilmiştir. Bu isimlerden bazılarını yazalım. Kars Paşası aynı zamanda Namık Kemal’in dedesi olan Abdullatif Paşa, Mehralı Paşa, Nuri Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Halit Paşa, Mustafa Kemal Paşa ve daha niceleri için marşlar yazılmıştır. Yerel kültür bu konuda yüzlerce esere sahiptir. Bu iki eserde o yüzlerce eserlerin içinde yer alır. Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa ise bazı kaynaklarda »Ata Barı« olarak isimlendirilmiştir.

Bu yazılan marşların benzek olanları vardır, benzek olmayanları da vardır. Ezgileri türkü olanları vardır. Ağıt nitelikli olanları vardır. Destan türü olanları da vardır. Destan türü derken, Yöremizde bilinen ve aşıkların sözüyle, sazıyla destanlaşan kahramanlardan da söz açmak gerekiyor. Bu kahramanlar sırayla yazılırsa Küroğlu'ndan Köroğlu'na, Kaçak Nebi'den, Settar Han'a, Şeyh Şamil'den Mehrali Bey'e bir şecere uzanır ki, bu şecere üstünden gelip geçen ve destanlaşan bu kahramanların içinde var olan Genç Osman Destanı’nı da saymak gerekiyor.

Bizim kültürümüzde, konuk karşılama olayı, çok önemli bir yere sahiptir. Yazın dünyamızda bu konuyu işleyen binlerce şiir, masal, öykü, Destan, türkü, marş ve söyleşiler, atışmalar, fıkra ve söylenceler geniş bir alana sahiptir. Aşık havaları içinde çokça rastladığımız ve çok iyi bildiğimiz bir konudur. Aşıklardan Kars'a Hoş geldiniz karşılaması bugünlerde bile canlılığını sürdürüyor.  Bu ezgi türüne »Karşılama Havaları«  deniliyor. Bu adla bilinen, değişik ezgilerle oyun havalar yerel kültürümüzde önemli bir yer tutar.

Bu konuyu biraz açalım, ülkemizde bilinen karşılama havalarına Birkaç örnek isim yazalım. Kars Karşılaması, Ardahan Karşılaması, Erzurum Karşılaması, Giresun Karşılaması, Trakya Karşılaması, Tekirdağ Karşılaması, Antep Karşılaması, Urfa Karşılaması yer ve yöre adlarıyla olur da, başka adla olmaz mı, Gelin Karşılaması, Damat Karşılaması, Atlı Karşılaması gibi birçok isim yazmak mümkündür. Dedik ya kültürümüzde çok önemli bir yere sahiptir karşılama havaları.

Yöremizde bu tür karşılamalar çok sesli törenlerle olur. Bu çok seslilik zaman olarak seri şekilde geçiştirilir. Protokol gereği olması istenen gösteriler içinde, Yöre aşıkları olur, yerel halk oyunları olur, şiirler, türküler, marşlar olur, yöre halkı kesinlikle olur ve okul öğrencileri tamamen getirilir. Tören gereği öğrenciler şiirler okurlar. Bayrak sallayıp, marşlar söylerler. Hep bir ağızdan gelen konuğa, »şehrimize hoş geldiniz« diye bağırırlar. Bu tür seslenişten sonra, yöre ekibi devreye girer. Şehrimize gelen konukların adıyla türküler söylerler. Aşıklar o esnada irticalen konuk gelen şahsın adına eserler üretirler. Benim şahsen merak ettiğim konu o günkü aşıkların söylediği türküler neden elimizde yoktur. Törene katılan aşıkları neden bilmiyoruz.

Kars şehrine gelen kişi Mustafa Kemal Paşa olunca, ister istemez yapılan tören önemlidir. Törende söylenilen sözler, seslendirilen şiirler,  okunan türküler, oynanan oyunlar daha bir başka önem kazanır. Doğal olarak bu böyledir.

Biz gelelim konumuz olan »Hoş Gelişler Ola« ezgisine. Hoş geldin sözü konuk gelen her insana söylenilen bir karşılama sözüdür. Bu söz her konuk için söylenilir. Dolayısıyla bizim sözünü edeceğimiz »marş« diye bilinen, bizim ise türkü dediğimiz esere gelelim. Konu itibarıyla eser benim aşağıda sunacağım şekliyle beş çeşitlemesi olan bir eser. Bu beş çeşitlemede bilinir ve söylenilir. İşin özü şu, şiir daha önce yerel gazetede yayınlanmıştır. Daha sonra bu şiire uygun bir beste bulunmuştur. Beste özel bir beste değildir. Kars yöresinde bilinen ve söylenilen bir tekil oyun türküsünün ezgisi üstüne döşenen sözlerdir. Marş değildir, karşılama havasıdır. Bu bilindik havanın kendine has makam adını da yazalım. Bu makamla söylenilen onlarca ezgi vardır.

Olum Boyun Gurbanı

Makamı: Rast
Usul: Türkü /  Yürük Semai

»Olum boyun gurbanı / sensen Şeki ceyranı
Gara gözün garası / oda eşkin fermanı«…

Sözü edilen makamın üstüne monta edilmiştir olay bundan ibarettir. Zamanla beş ya da altı değişik çeşitlemesi oluşmuştur. Kanımca iyi bir tarama yapılırsa belki, daha da çok çeşitlemesi buluna bilinir. Halk yazınında bu mümkündür.

Bu konuyu da böylece geçtikten sonra biz gelelim »Atatürk’ün Yurt Gezileri« adlı kitapta verilen tarih sıralaması içinde sadece Kars ile ilgili olan bölüme yani Erzurum, Pasinler gezisine ek olarak, Sarıkamış, Kars gezisine göz atalım.

»Atatürk’ün Yurt Gezileri:
30 Eylül - 4 Ekim 1924: Erzurum
4 Ekim 1924: Erzurum’dan hareketle saat 18.00’de Sarıkamış’a gelişi
4 - 6 Ekim 1924: Sarıkamış
6 Ekim 1924: Sabah Sarıkamış’tan hareketle öğlen Kars’a gelişi, akşam 21.00’de tekrar Sarıkamış’a hareketi
7 - 8 Ekim 1924: Sarıkamış
8 Ekim 1924: Sarıkamış’tan hareketle öğleden sonra Erzurum’a dönüşü
9 Ekim 1924: Erzurum«.[i]

Konu her yerde yazıya alınmıştır. Birçok kişinin anılarında vardır. Karşılama töreninde bulunulanların isimleri tüm yazılı kaynaklarda bulunuyor. Tören sonu Mustafa Kemal Paşa’nın oyun oynayan yöre ekibine ve türküyü çalıp söyleyen sanatçılara armağanlar vermesi de ayrıca yazılı kayıtlarda vardır. Detaylara girmeden türkünün hikâyesine gelelim. Bu türkünün oluşumunu en güzel anlatan kanımca Oktay Ekinci’dir. Yazının bu bölümünü tümüyle Sayın Oktay Ekinci’nin yazısını kopyala yapıştır sistemiyle yazının içine alıyorum. Amaç ben bildim, ben yazdım değil, amaç en güzel kim anlatıyorsa onu gündeme taşımak. Bence Sayın Oktay Ekinci konuyu en güzel anlatanlardan birisidir.

»Bugün “Zafer Bayramı”- mız... Bağımsızlığımızın efsane gününü kutlarken yurdun her yöresinde coşkuyla söylenecek türkülerimizden biri de “Hoş Gelişler Ola, Mustafa Kemal Paşa”...Aynı zamanda “halk oyunu” olarak da Atatürk sevgisini kuşaktan kuşağa taşıyan bu Kars türküsü acaba nasıl bestelendi? Karslı halk müzisyeni, emektar akordeoncu Celal Baydak anlattı; ben de okurlarımıza “bayram armağanı” olarak sunuyorum.

Azeri müziğiyle Türkünün sözlerini yazan gazeteci Mehmet Türkel’in yazıhanesi, 60’larda Ekinci gazetesini çıkaran Cengiz Ekinci’nin matbaasından dört dükkân aşağıdaydı... Atatürk’ün 6 Ekim 1924’te Kars’a geleceğini öğrenince, Azeri lehçesinde şu şiiri yazmıştı:

Eskerin milletin rehmin basırsen Kemal
Dâhisi gazisi bilgisi sensen Kemal

Serfi inaz eyle bu gademleri
Tebrik eyleriz Kars’a gelmeni

Min sene yaşa möhterem paşa
Baş eğip tamam tebrik eyleriz...”
Mehmet Türkel

Şair gazetecinin müzikten anlayan kardeşi, bir şiir de “beste”ye gelecek şekilde yazmasını isteyince, ünlü türkümüzün sözleri doğar:

Hoş Gelişler Ola »Orijinal Sözler«

Makamı: Rast
Usul: Türkü   Yürük Semai
Söz: Mehmet Türkel
Müzik: Tağı Oşenyüzen

Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin Milletin Bayrağınla hür Yaşa

Arş Arş Arş İleri İleri Arş İleri Marş İleri
Dönmez Geri, Türkün Askeri

Sağdan Sola, Soldan Sağa
Al Da Bayrağı Düşman Üstüne

Eskerin Milletin Rehmin Basırsen Kemal
Dâhisi Gazisi Bilgisi Sensen Kemal

Serfi-İnaz Eyle Bu Gademleri
Tebrik Eyleriz Kars’a Gelmeni

Min Sene Yaşa Möhterem Paşa
Baş Eğip Tamam Tebrik Eyleriz

Böylece sıra artık “beste”lenmesine gelmiştir. Bunun için de Kars’ta yaşayan Azerbaycanlı sanatçı “Hanenda Tagı Amca”ya başvururlar. Halk arasında “Kör Tagı” denen halk müziği ustası, şiirdeki “ses”lerin ve “vurgu”ların ünlü bir Azeri şarkıyı anımsattığını belirterek söylemeye başlar:

“Olum boyun gurbanı / sensen Şeki ceyranı
Gara gözün garası / oda eşkin fermanı...”

Şarkının melodisi ile “Hoş Gelişler Ola...” öylesine uyumludur ki aynı müziğin “devşirilerek” kullanılması önerisi hemen kabul görür...

Yakında 77. yaşını karşılamaya hazırlanan Celal Baydak diyor ki: “Her ikisini de dinlediğinizde, hem benzerliğini, hem de uyarlamadaki güfteye ve anlamına uygun yeni katkıları hemen fark edersiniz...”

Nitekim Mehmet Türkel de bu sonuçtan heyecanlanınca, görev sırası artık dönemin ünlü “akordeoncu”su Seyit ile “nağaracı” (def çalan) İbrahim’in çalıp söylemelerine gelmiştir... Birkaç provadan sonra Ata’yı karşılama konseri muhteşem olur... Müzisyenler arasında “Klarnetçi İsrafil” de yer almış; kızlar oğlanlar geleneksel giysilerle oynamış; binlerce Karslı da türküye “koro” olarak katılmıştır.«[ii]

Bu alıntıdan sonra kanımca başka söz söylememek gerekiyor. Ben sadece konuyu yeniden gündeme taşımak için böylesi bir yolu denedim. Yazının içine alınması gereken bir başka yazı daha vardır ki, bu eserde Çırpınırdı Karadeniz adıyla bilinen eser. Bu eseri de Kars Türk Ocağında Sayın Mustafa Kemal Paşa için çalıp söylemişler. Kars türküleri arasında olması gereken bir eser demekle yetineyim. Bu eserin uzun bir hikâyesi var, türkünün hikâyesini buraya almayacağım. Sadece Mustafa Kemal Paşa’nın Kars gezisiyle ilgili olan anlatısını alacağım. Bu alıntıda aynen kopyala yapıştır sistemiyle olacak.

»Ata Barı[iii]

1924 Pasinler depreminin ardından yanında Latife Hanım, Ali Sait Paşa ve diğer devlet adamlarıyla Kars’ı ilk kez ziyarete gelen Atatürk’ü, bütün halk, istasyonda karşılayarak bağrına basar. Kars Valisi İbrahim Ethem Bey, Kars Mebusu Ömer Lütfü Bey, Halk Fırkası Reis-i Bekir Bey, Belediye Reis-i Cihangiroğlu İbrahim Bey tarafından karşılanan Mustafa Kemal Paşa, saat 12.00 civarında Kars iline ulaşmıştır. Kars Türk Ocağı Temsil ve Musiki Heyeti ve tören sahasında bulunan bütün ahali Atatürk’ü trenden inerken aşağıdaki şarkıyla karşılar ve Atatürk’ün büyük ilgisini çekerler:

Yaşa bin yaşa Mustafa Kemal Paşa
Kahrolsun düşmanın hepisi baştanbaşa.

Arş arş arş ileri, ileri Arş ileri marş ileri
Dönmez geri Türk'ün askeri, Türk'ün askeri

Sağdan sola soldan sağa
Elde bayrağın, düşman üstüne, Hey, düşman üstüne…[iv]

Tören esnasında üç kişilik bir çalgı topluluğu: Tar: Abbas Bey, Garmon: Seyit Bey, Def: Tagi Bey ile Türk Ocağı gençlerinden kurulu 12 kişilik bir koro tarafından seslendirilir. Koroda ise Mehmet Hüseyin Bey, Settar Güldür Bey, Murtaza Bey, Zeynel Abidin Bey, Abdül Hüseyin Bey, Süleyman Gökdekli Bey, İbrahim Bey, Azamet Hanım, İsmail Başaran, Hüseyin Bala ile Nadir ve Naki Beyler yer almaktadır.

Bütün şehir taklar ve çiçeklerle süslenmiş, istasyondan vilayet konağına kadar yola halı döşenmiştir. Vilayet Konağı'ndaki öğle yemeğinin ardından Türk Ocağı'nı ziyarete giden Gazi’ye ikinci bir eser ithaf edilir. Bu eser sözleri Ahmet Cevat Bey (Genceli) tarafından yazılan ve bizlerin “Çırpınırdı Karadeniz” adıyla bildiğimiz eserdir.

Çırpınırdı Karadeniz[v]

Makamı: Hüzzam Türkü
Usul: İkiz-aksak
Söz: Ahmet Cevat Bey (Genceli)[vi]
Bestesi: Üzeyir Hacı Beyli[vii]

Çırpınırdın Karadeniz / Bakıp Türk’ün bayrağına.
“Âh” diyerdin hiç ölmezdim, / Kapansaydım ayağına. 

Uzak düşmüş dost elinden, / Yıllar var ki çarpar sinen,
Vefalıdır geldi giden; / Yol ver Türk’ün bayrağına! 

İnciler dök gel yoluna, / Sırmalar düz sağ-soluna,
Fırtınalar dursun yana; / Selâm Türk’ün bayrağına! 

Hamidiye ve Türk kanı, / Her birinin bitmez şanı,
Kazbek olsun yol kurbanı, / Eğil Türk’ün bayrağına. 

Türk Eli’nden esen yeller, / Bana şiir selâm söyler!
Olsun bizim bütün eller, / Kurban Türk’ün bayrağına!

Bestesi Üzeyir Hacı Beyli ’ye ait olan bu eseri oturduğu yerden dinleyen Atatürk, çok duygulanarak:

-Kafkasya’yı yakında Türkiye’ye dâhil edeceğim, deyince Türk Ocağı Reisi Hamid Ersöz Bey gözyaşlarını tutamaz.«[viii]

Gelelim bir başka belgeye onu da aynen aktaralım. Yukarıda sözünü ettiğimiz
6 Ekim 1924: Sabah Sarıkamış’tan hareketle öğlen Kars’a gelişi, akşam 21.00’de tekrar Sarıkamış’a hareketi ve Atatürk ertesi gün "7 Ekim 1924" Kars gezisini anlatan ve Kars adına emirlerini telgrafla ismet Paşa'ya şöyle bildiriyordu.

»Başvekil İsmet Paşa Hazretlerine[ix]

06.10.1340 (06 Ekim 1924) sabahı trenle Sarıkamış'tan Kars'a gittik. Kars'ta bütün halk köylerden arabaları ve azıkları ile gelen çiftçiler ve garnizon aileleri tarafından pek samimi tezahüratta bulunuldu.

Kars Vilayeti kazaları ve (Oltu ile olur ve Şenkaya’yı da içine alan) Ardahan Vilayeti davet ve arzı tazminat için Kars'a hususi heyetler göndermişlerdi. Bütün serhad vilayetlerimizi görmeye vaktin müsait olmadığına pek müteessirim.

Kars'ta Hükümet, Ticaret Odası, Belediye, Halk Fırkası, Türk Ocağı ve Kız Mektebini ziyaret ettim. Sureti umumiyede gördüklerimden memnunum. Bilhassa Türk Ocağı'nda kesif bir gençlik pek ziyade hassasiyet gösterdi ve Latife Hanımefendiyi Ankara'da yakında yapılacak olan Türk Ocakları Kongresi için, Türk Ocağı Kars şubesi Mümessili seçtiklerini arz ile kendilerine memnuniyetle kabul ettirdiler.

93/1877 Savaş tazminatı yerine, Rus Çarlığına bırakılan ve 40 yıl düşmanlar elinde kalıp, 1915'te Rus ordusunun, 1918'de Ermenilerin kırgınına uğrayıp, 1919-1920' de yine Ermeni mezalimine sahne olmuşken, 30 Ekim 1920'de Yeni Türkiye'mizin ilk askeri zaferiyle kurtularak, Anavatana yeniden iltihak etmiş olmalarından ve vaziyeti hususiyeleri dolayısiyle Hükümetçe bu havaliye fazla alaka göstermek icap etmektedir. Her yerden ziyade buralarda müdrik, hassas, müteşebbis ve mahallin ihtiyaç ve icabatını takdir ve tatmine müktedir bir idare makinesi tesisine lüzum vardır.

Duygulu anlar yaşandı. Anavatana yeni katılmış olmalarından ve özel durumları nedeniyle hükümetçe bu bölgeye fazla bir ilgi göstermek gerekmektedir. Buralarda anlayışlı, duyarlı, girişken ve yerel ihtiyaç ve gereklerini takdir ve karşılamaya güçlü bir idare merkezi kurulmasına zorunluluk vardır. Şimdiye kadar Kars’ta çoğunluğu vekil olmak üzere dokuz vali gelip, geçmiş.

Kars’ta yaptığım incelemeye göre, on üç ev yıkılmış ve (85) insan açıkta kalmıştır. Kısmen zedelenmiş evler de vardır. Hükümetçe ayrılan iki bin liranın harcanmasından sonra gerekirse, Erzurum Zelzele Felaketzedeleri Komisyonuna da yardım önereceğim.

Bugün 07.10.1340 Sarıkamış'ta kalarak. Yarın 08.10.1340, Erzurum'a hareket edeceğim Efendim«[x] 07.10.1340 (07 Ekim 1924)"

Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal


Böylesi bir yazıda sadece benim sözlerim olsun istemezdim. Gerekli olan notları aynen aktardım. Kanımca bu yazı sadece benim yazı değil birkaç imzalı yazı olmuştur. Yazının sonunda iki isim vermeliydim. Biri benim adım ikincisi de Oktay Ekinci olmalıydı diye düşündüm ancak küçük notla kendisine teşekkürlerimi sunuyorum. Işıklar içinde uyumasını diliyorum..

Yazılmış ve yayınlanmış şiirin zaman içinde oluşan beş çeşitlemesi. Bu çeşitlemelerin beşi de aynı hava ile çalınıp söyleniliyor. Bu hava Bir Kars türküsünün havasıdır bunu yazının içinde vermiştim. Bir kez daha yazayım. Bu Kars türküsünün sözlerini de tam vereyim daha net bilinsin.

* * *

Hoş Gelişler Ola 1

Makamı: Rast
Usul: Türkü   Yürük Semai
Söz: Mehmet Türkel
Müzik: Tağı Oşenyüzen

Eskerin milletin rehmin basırsen Kemal
Dâhisi gazisi bilgisi sensen Kemal

Serfi inaz eyle bu gademleri
Tebrik eyleriz Kars’a gelmeni

Min sene yaşa möhterem paşa
Baş eğip tamam tebrik eyleriz...

* * *

Hoş Gelişler Ola 2

Makamı: Rast
Usul: Türkü   Yürük Semai
Söz: Mehmet Türkel
Müzik: Tağı Oşenyüzen

Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin Milletin Bayrağınla hür Yaşa

Arş Arş Arş İleri İleri
Arş İleri Marş İleri
Dönmez Geri, Türkün Askeri

Sağdan Sola, Soldan Sağa
Al Da Bayrağı Düşman Üstüne

Eskerin Milletin Rehmin Basırsen Kemal
Dâhisi Gazisi Bilgisi Sensen Kemal

Serfi-İnaz Eyle Bu Gademleri
Tebrik Eyleriz Kars’a Gelmeni

Min Sene Yaşa Möhterem Paşa
Baş Eğip Tamam Tebrik Eyleriz

* * *

Hoş Gelişler Ola 3

Yöre Ekibi / Kars
Derleyen: Muzaffer Sarısözen

Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin milletin bayrağınla çok yaşa

Arş arş arş ileri ileri
Arş ileri marş ileri
Dönmez geri Türk'ün askeri
Sağdan sola soldan sağa
Al da bayrağın düşman üstüne

Cephede süngüler ayna gibi parlıyor
Azeri Türkleri bayrak açmış bekliyor

Arş arş arş ileri ileri
Arş ileri marş ileri
Dönmez geri Türk'ün askeri
Sağdan sola soldan sağa
Al da bayrağın düşman üstüne

Parlayan yıldızın alemi tenvir eder[xi]
Cumhuriyet bayrağı semalar içre süzer

Arş arş arş ileri ileri
Arş ileri marş ileri
Dönmez geri Türk'ün askeri
Sağdan sola soldan sağa
Al da bayrağın düşman üstüne[xii]

* * *

Hoş Gelişler Ola 4

Makamı: Rast
Usul: Türkü   Yürük Semai
Söz: Mehmet Türkel
Müzik: Tağı Oşenyüzen

Yaşa bin yaşa Mustafa Kemal Paşa
Kahrolsun düşmanın hepisi baştanbaşa.

Arş arş arş ileri ileri
Arş ileri marş ileri
Dönmez geri Türk'ün askeri

Sağdan sola soldan sağa
Elde bayrağın, düşman üstüne, Hey, düşman üstüne…

Cephede süngüler ayna gibi parlıyor
Azeri Türkleri bayrak açmış bekliyor

Arş arş arş ileri ileri
Arş ileri marş ileri
Dönmez geri Türk'ün askeri

Sağdan sola soldan sağa
Elde bayrağın, düşman üstüne, Hey, düşman üstüne…

Parlayan yıldızın alemi tenvir eder[xiii]
Cumhuriyet bayrağı semalar içre süzer

Arş arş arş ileri ileri
Arş ileri marş ileri
Dönmez geri Türk'ün askeri

Sağdan sola soldan sağa
Elde bayrağın, düşman üstüne, Hey, düşman üstüne…

* * *

Hoş Gelişler Ola 5

İstanbul Belediyesi Konservatuarı/Kars

Hoş gelişler ola ey meymenetli paşa
Askerin milletin devletinle bin yaşa

Serfiraz itdin bu kademleri
Mesut eyledin Kars'a gelmeyi

Hoş gelişlerin bu görüşlerin
Tebrik eyleriz tebrik eyleriz

Sağdan sola soldan sağa
Al da bayrağın Yunan üstüne

Cephede mitralyoz ayna gibi parlıyor
Şarkistan Türkleri sancak elde bekleyor

Marş marş marş askere kurban
Arş ileri dönmezler geri
Türk'ün askeri Türk'ün askeri

Sağdan sola soldan sağa
Al da bayrağın Yunan üstüne[xiv]

* * *

Olam Boyun Kurbanı

Makamı: Rast
Usul: Türkü   Yürük Semai

Olum boyun gurbanı / sensen Şeki ceyranı
Gara gözün garası / oda eşkin fermanı

Öldürme meni sevirem seni / Danış diline gurban
Şeker lebine gurban / İnce beline gurban
Ay menim maralım / Ay menim ceyranım

İncidir dişin senin / Tapılmaz eşin senin
Eşkinden ölürem men / Yoh mu insafın senin

Öldürme meni sevirem seni / Danış diline gurban
Şeker lebine gurban / İnce beline gurban
Ay menim maralım / Ay menim ceyranım

Geyibsen yeni moda / Salıbsan meni od’a
Kime deyim derdimi / Kim yetişsin feryada

Öldürme meni sevirem seni / Danış diline gurban
Şeker lebine gurban / İnce beline gurban
Ay menim maralım / Ay menim ceyranım

Garadır gözün senin / Şirindir sözün senin
Öldürdün meni ay gız / Yetmez mi nazın senin

Öldürme meni sevirem seni / Danış diline gurban
Şeker lebine gurban / İnce beline gurban
Ay menim maralım / Ay menim ceyranım

* * *

Çırpınırdı Karadeniz

Makamı: Hüzzam Türkü
Usul: İkiz-aksak
Söz: Ahmet Cevat Bey »Genceli«
Bestesi: Üzeyir Hacı Beyli

Çırpınırdın Karadeniz / Bakıp Türk’ün bayrağına.
“Âh” diyerdin hiç ölmezdim, / Kapansaydım ayağına. 

Uzak düşmüş dost elinden, / Yıllar var ki çarpar sinen,
Vefalıdır geldi giden; / Yol ver Türk’ün bayrağına! 

İnciler dök gel yoluna, / Sırmalar düz sağ-soluna,
Fırtınalar dursun yana; / Selâm Türk’ün bayrağına! 

Hamidiye ve Türk kanı, / Her birinin bitmez şanı,
Batum olsun yol kurbanı, / Eğil Türk’ün bayrağına.

Türk Eli’nden esen yeller, / Bana şiir selâm söyler!
Olsun bizim bütün eller, / Kurban Türk’ün bayrağına!

                                             1 Mayıs 1918 Gence

Orhan Bahçıvan »Halis Kızılateş«



[i] Atatürk’ün Yurt Gezileri adlı eserden aynen alıntıdır.
[ii] Oktay Ekinci, »1952, Balıkesir-15 Ekim 2013 İstanbul« Aslen Karslı Türk mimar, öğretim görevlisi, Mimarlar Odası eski genel başkanı. Kars Ardahan Iğdır Siyasal Birikim Gazetesi Köşe yazarı… Ekinci, Cumhuriyet gazetesinde Çed Köşesi adlı köşenin yazarıdır. 15 Ekim 2013'te İstanbul'da beyin kanamasına bağlı komplikasyonlar sonucu vefat eden Ekinci'nin naaşı Kanlıca, Mihrimah Sultan Mezarlığı'na defnedildi.
[iii] Bu küçük alıntı Niyazi Ahmet Banoğlu tarafından düzenlenerek 1954 te yayınlanan " Nükte ve fıkralarla Atatürk " adlı kitaptan alınmıştır.
[iv] Niyazi Ahmet Banoğlu tarafından düzenlenerek 1954 te yayınlanan " Nükte ve fıkralarla Atatürk" adlı kitapta, bölüm başlığını aynen aldım yazının içine.
[v] Çırpınırdı Kara deniz: Gence Aralık 1914 Ehmed Cavad Seçilmiş Eserler Şark-Garb Baki 2005.
[vi] Ahmet Cevad: Azerbaycanlı şair. Ahmed Cevad, Azerbaycan Ulusal Marşı'nın sözlerini ve Kafkas İslam Ordusu zamanında "Çırpınırdı Karadeniz" şiirini yazmıştır.
[vii] Üzeyir Hacıbeyov: Azerbaycanlı besteci. 1875'te doğdu. Küçük yaşlarında müziğe ilgi duymaya başladı. Gori Öğretmen Lisesi'ne devam ederken keman ve teori dersleri aldı. Daha sonra müzik eğitimini Moskova ve St. Petersburg'ta sürdürdü. 1907 yılında Fuzulî'nin "Leyla ile Mecnun" adlı şiirini opera olarak besteledi. Daha sonra "Şeyh Sinan", "Rüstem İle Zöhreb", "Şah Abbas ve Hurşid Banu", "Kerem ile Aslı", "Harun ve Leyla" adlı operalarını ve "Karı ile Koca", "O Olmazsa Bu Olsun / Meşhedi İbad" ve "Arşın Mal Alan" adlı müzikli komedileri besteledi. Ayrıca Çırpınırdın Karadeniz türküsünün bestecisidir.
Arşın Mal Alan" müzikli komedisi birçok dile çevrildi ve eser büyük ün kazandı. Hacıbeyov, 1922 yılında Azerbaycan Konservatuvarı'nı kurdu. Aynı okulda öğretim üyeliği ve rektörlük yaptı. Eserlerinde, Azeri halk müziğini çağdaş bir şekilde yorumlayarak kullanan Hacıbeyov, aynı zamanda bir yazar ve şairdir. Eserlerinin metinlerini kendi yazmıştır. Hacıbeyov'un Azeri halk müziğinin esasları ile ilgili eserleri okullarda ders kitapları olarak okutulmaktadır. Ü. Hacıbeyov, 1937 yılında "Köroğlu" operasını besteledi, bu eser "Arşın Mal Alan" müzikli komedisi ile birlikte SSCB döneminde "Devlet Mükafatı"na layık görüldü. Hacıbeyov, Azerbaycan Besteciler Kurumu Başkanlığı yaptı ve Sovyetler Birliği Yüksek Prezidium üyeliğine de getirildi. Besteci Hacıbeyov'un eserleri arasında, Azerbaycan Milli Marşı da bulunmaktadır. Besteci, 1948 yılında yaşama veda etti.
[viii] Atatürk’ün, TBMM Dördüncü dönem açış konuşmasından, Kasım 1934
[ix] Kaynak: Ertuğrul Zekai Ökte. Mustafa Kemal Atatürk’ün Yurtiçi Gezileri 1922-1938 Tarihi Araştırmalar Vakfı. İstanbul 2000 Cilt 1 S.295-303.
[x] Atatürk’ün Yurt Gezileri adlı eserden aynen alıntıdır.
[xi] Tenvir Eder: Aydınlatır
[xii] 1950 yılında Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiştir. Farklı kaynağa göre türkü Mehmet Türkel'e aittir. Rept. No: 1087.
[xiii] Tenvir Eder: Aydınlatır
[xiv] 1950 yılında Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiştir. Farklı kaynağa göre türkü Mehmet Türkel'e aittir. Rept. No: 1087.

Yorumlar

  1. Okul yıllarımızda gururla söylerdik bu karşılama parçasını.
    Göğsümüz kabararak hem de.
    Milli coşkumuz şahlanırdı atardamarlarımızda.
    Tarihi gerçek hikayesini bilmiyordum. Sizden öğrendim ilk kez.
    Bu önemli hazineyi herkesle paylaşmalıyım.
    İyi ki varsınız Orhan Hocam.
    Sizi tanımaktan onur duydum.
    Teşekkür ederim.
    Sevgi ve saygılarımla
    Emine Pişiren

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Emine Hanım
    Hoş gelişler ola karşılama havasıyla ilgili yazdığınız yorum için teşekkürler. Uğur Mumcu’nun bu Marşın sözlerinden dolayı yargılandığını biliyor musunuz? Buyurun link vereyim
    http://alismayacagiz.blogspot.de/2011/07/sakncal-piyade-ugur-mumcu.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Orhan Halis Hocam,

      Asıl bizim size teşekkür borcumuz kat be kat olmalı Orhan Hocam.
      Sözcük dizimi kilim dokumak gibi de değildir. Hele tarihi özgün bir metinde. Günlerce araştırmanın, onlarca kitap okumanın özüdür, böylesi damıttığınız edebi emekler.
      Okullarda okutulması gereken bir makaleydi okuduğum.
      Tarihimizde, özellikle milli tarihimizde saklı kalmış, günyüzü görmemiş, bilmediğimiz ve öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki...
      Bakmayın siz sanal aleme!
      Her nitelikli eserin mutlak bir albenicisi/gözalıcısı olur.
      Kaleminiz daim olsun.
      Siz var olun yeter ki...
      Biz okuruz.
      Yüreğinize sağlık.
      Saygılarımla

      Dip Not: Rahmetli Uğur Mumcu'nun yargılandığını bilmiyordum. Okurum şimdi. Ama onun son nefesine kadar vatanı için çalıştığına tanığız. Milletini uyandırmak için çırpındı. Ölüme bile gözünü kırpmadan bedenini kalkan etmiş bir Cumhuriyet Şehidimizdir. Işık içinde uyusun.

      Sil
    2. Dip Nota Yanıt:
      Emine hanım, Uğur Mumcu’yu okumak iyidir, birde »Sakıncalı Piyade«yi okumanı isterim. Şimdi aklıma geldi. Mutlaka okumuşsundur. Ben AST’da oyunu izlemiştim. Rana Cabbar oynuyordu. Üç kez izledim o zamanlar bu oyunu. Teşekkürler.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Alagöz Dağı’nın Çocukları / Çolaklar / »Kızılateş Sülalesi«

Merdinikli Türkmen Karaca-Oğlan...

Göle Yöresi Halk Oyunları