Ardahan Yerli Halkına
Yerlilerin sofrasına konuk olacağım
Yaşam bu pestil ekmek
Kıtlama çay nasibim diyeceğim
Çiçekli entari giymiş ev sahibem
Elleri kurtağzı kına
Totem inancı
İlginç
Çigelek tarlasında kelebek özgürlüğü
Kafkas dağlarının yeşiline saklanıyorum
Bir masal serinliği ışıklar gölgesinde
Zembereği çözülmüş yaşam
Çalar saat uzaklardan ömrümü yakalıyor
Acı tadında bir ses dokunuyor
Ömrümün dudaklarına
Senelerdir kendimi ezgilerde sakladım
Çünkü ben gizlenmiş şiirin dizeleriyim
Bir okuyucu bulsam okunacağım
Herkes duysun diye
Ben bir yayla çocuğuyum efendiler
Onun için her yanım çiçek yarası
Tanımaz sizin dünyanız
Tanımaz beni
Yaşam süreci gelinciğin yaprağında
Hiç kırılmıyor desem
Fakat demiyorum gizleri içimdedir
Korumaya çabalıyorum mühürlü sesinizden
Ardahan ovası yerli yeşil gün altında
Kız gelin ağılıyor baksana
Kür kırağı sesleniş
Aşka çağrıdır
Hayalimde bir tutam öpücük çiçek dolusu
Rengarenk boyanmış göz kapağına
Selam diyorum gülüyorlar
Evet, sanırım aşkı beklemek gerek
Çat kapı geldiği zaman
»Sabah güneşi çalar
kırmızı konaklara«
Çocukken söylediğim bir ezgi
Yüreğimde yatıyor
Binlerce yıl masal dili seslenirdi
Keloğlan kulübesinden
Eski bir tuz taşı ter kokuyor kavlince
Bir toprak masanın serinliğinde
Ömrüm mavi çiçeklerle bezenmiş
Ömrüm beyaz
İçimdeki akan ırmak gülkurusu kokuyor
Bağlamanın sesiyle ezgilenirken
Seyranlarda gıcırtılı abluka
Unutmaya çabaladım
Olmadı
O büyük seyranlar tarih oldu
O büyük devranlar da
Dağlarda ateş yakmak istiyor canım
Kızılderili haberciler gibi
Haber salmalıyım sevgilim kıza
Epeydir arıyorum
Dünyayı gezmiş olarak yorgunum desem
Hıçkırık bir sözcük değil ki
Dağlara gönderesin
Nevruz çiçekleri baharı karşılıyor
Şimdi ben çiğdem devşireceğim
Soframızda pestil ekmek kokusu
Yoksul bir gecenin serinliğinde sensiz
Üşüyorum a benim canım üşüyorum sadece
Bu üşümek şiirde imgedir
Bilirsin ki yoksullar asla üşümez
Orhan Bahçıvan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder