Karslı Şair Baykan »Bıkan«

Karslı Şair Baykan »Bıkan«



Şair Baykan’ın yaşamı hakkında elimizde yeterli bir bilgi yoktur. Bazı bilgiler yerel yaşam konumuna göre verilse de kesin değildir. Kimilerinin şair, kimilerinin de aşık diye nitelediği Baykan, bilinen en önemli özelliği yörenin en eski aşığı olmasıdır. Bu şairi elimizdeki destanın mahlas dörtlüğünde geçen »Baykan ya da Bıkan« eydür söylemiyle tanımlıyoruz

Elimizdeki destanın konu itibarıyla Kars’ı işlemesi nedeniyle bu aşığa Karslı aşık ya da şair diyoruz. Şairin ya da aşığın Karslı olması nedeniyle aşıklık sanatına bağlı saz çalan ve gelenek üzerinde yürüyen biri olarak tanımlanıyor. Bizce de doğru bir tanım olsa gerekir.

»Aksak Timur güzelim Türk illerini yakıp yıkarak kendi soyundan yüz binlerce insanı kılıçtan geçirerek orta Asya'dan batıya doğru gelirken İran üzerinden Azerbaycan’a yönelir oradan Kars üzerine yürüyor. Kars ve yöresi o çağda Karakoyunluların egemenliği altındadır. Karakoyunlu hükümdarı Nasirüddin Kara Mehmet (1380–1389) Timur’a boyun eğmemiştir.

Timur onu cezalandırmak için Kars’ı kuşatır. Kalenin komutanı Firuz Ağha bir süre kuşatmaya dayanmışsa da kale düşer. Kars kenti yakılıp yıkıldığı gibi binlerce kişi kılıçtan geçirilir. Bu acı olay 1386 yılında onulmaz bir yara gibi tarihin bağrına gömülür. İşte Anadolu Türk saz şiirinin ilk yaratıcısı bu olayla ilgili olarak sesini duyurup adını öğreniriz ve Anadolu Türk saz şiirinin bilinen ilk ürünü onun ağzından çıkarak bize ulaşır. Bu kişi Ozan Baykan’dır.«[i]

Elimizde bulunan tek şiiri »Dâsîtân-ı Sukut-ı Kars« başlığını taşımaktadır. Sekiz dörtlükten oluşan bu destan 1386 yılında Timur Han’ın ordularıyla Kars'ı işgal ettiği ve Kars’ta yaptığı tahribatı anlatıyor.

Bu destan ilk olarak 1939 yılında Fahrettin Çelik (Kırzıoğlu)[ii] tarafından yayınlanarak edebiyat dünyasına sunulmuştur. Daha sonra değişik araştırmacılar tarafından çalışmalarına konu edinilmiştir. Birçok antoloji ve kitaplarda yer alan bu destan bilinen en eski destan olma özelliğini taşıyor.

Bu destan konu olarak Timur Han’dan »Kağan-ı Tatar« »Aksağ« yani Topal diye söz etmektedir. 1386 yılında geçen bu olayları bu denli canlı anlatması Şair Baykan’ın 25-30 yaşlarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu tahmini zamanlamaya göre de doğum tarihini ve ölüm tarihini bulmaya çalışmıştır araştırmacılar. Dönem olarak belli olması ve bu dönem üzerinde aktarılması en önemli olaydır.

************
Dâsîtân-ı Sukut-ı Kars

Bu yıl kıştan keçib bizim yazımuz
Çağır (çığır) bülbül güle yetmez nazımuz
Düşüb can kaydına itdük özimüz
Çü Kars ögin alıp Kağan-ı Tatar

Olar kusa vurur haçan sûr çalar
Kopar yevm-i kıyâm yüreği(i)miz çalar
Yol dikerler şehrin içre geçerler
Han buyurub: Hamı kes oh daş atar

Kalama bedene olar daş vurur
Zafer bulmaz kapug ögnünde durur
Lâçın yuvasına ilanlar yürür
Bala âvazesi semânı tutar

Çok iltimas kıldı Han'a o Aksag
Kalagnızı teslim eylen der yoksag
Ulugnuz kırılır kiçigniz tutsag
Olur leşkârıma derim şehri çatar

Kalana güvenib reddeyledi Han
Dedük yurt uğruna feda baş ü can
Bu haber mel'ûna yetdügni zaman
Leşkarnı yurlattı kapugna batar

Terkinde aşdılar kala kapusın
Zulunkârlar yıhdı (yahdı) şehrin yapısın
Batırdılar saray eyvan napusın
İkili taş yohdu toprağa katar

Zulumda tay olmaz Firavn ü Cengiz
Ahsağ'a topluyub bir derya dengiz
Misâl bedkâr leşkarla gena cengiz
Hayıf imaratnı çağanı satar

İşimiz kalıbdı uca Tangrı'ya
Baykan (Bıkan) eydür: Günüm yetdi songrıya
Devrüsünde yatırdılar kangrıya
Zalim Tatar hamı fidanı çatar.[iii]     

Orhan Bahçıvan
 

[i] Hikmet Dizdaroğlu, Türk saz şairinde ilk örnekler. “Türk folkloru, Eylül 1984.
[ii] İlk defa 1939 yılında Fahrettin Çelik (Kırzıoğlu) tarafından bilim dünyasına tanıtılan bu şiirin, daha sonra yazılmış olma ihtimali de vardır
[iii] Kaynak: Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU, Türk Dili, Türk Şiiri Özel Sayısı III (Halk Şiiri)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Alagöz Dağı’nın Çocukları / Çolaklar / »Kızılateş Sülalesi«

Merdinikli Türkmen Karaca-Oğlan...

Göle Yöresi Halk Oyunları