Denizler sürgün yemişti
Karalar vurgun
Gemi limanı bulamıyordu
Ve ben o geminin kaptanıydım
O gece
Limanlar sürgün yemişti
Sonbahar sürgün
İstanbul kaç tepeli şehirdi
Sordum ama hiç söylemedin
Sesin
Dilinle dişin arasında yitiyordu
Ben hangi limana sığınacaktım
Hangi yürekle ısınacaktım
Çaresizdim
Bağırdığımı hiç duymadın
Görmedin gözlerimin sesini
Yüreğimin nefesini
Saklambaç
Çocuksu bir oyundur anılarımda
Gelmez bir daha
Gelemez bir daha benim dünyama
Gitti gider kırlangıç
Ne çok şey saklıydı iç dünyamızda
Hiçbirini gün yüzüne çıkarmadım
Onun için sen
Özlemlerimi de görmedin
Gözyaşlarımı da
Yüreğimin kavrulup yandığını da
Vurgun yemiş bir denizin üstünde
Susuz kaldığımı da
Yazdığım her dizenin içinde
Bir tadımlık özlem varsa
Bir tadımlık istem varsa
Bilesin ki
Vurgun yemiş denizlerin üstünde
Uzak diyarların üşümüş sürgünüdür
Deniz dedim kara dedim su dedim
Sisli bir gecenin istemini unutmuşum sanma ha
Sis bastırır liman alır gemiler
Susar dalgalar
Yakamozları görmek için
Gözlerin iner kıyılara
Balık kokusu mayhoş bir tat
Ürperir yelkenlere çarpan esinti
Bekledim sis ötesi görüntüler görünsün
Görünmedi gölgen dahi limanda
Deniz gemi ve ben
Bekledik bekledik bekledik
Neredeydin sen
Orhan Bahçıvan
Yüreğinize sağlık çok güzel bir eser kaleminiz daim olsun...
YanıtlaSilSayın Adsız Çok Teşekkürler...
Sil