Bu yaşantım bir tarihi olaydır
Kitap sayfalarında
Yangını ellerimin içinde
Alev alev savruluyor yüreğimin üstüne
Kızıl ateş sessizce
Demlendi
Zaman ikiyüzlüdür gece ihanet
Tenhalarda bir yıldız
Durgun suların üstünde
Kendini seyrediyor
Öylece…
Sırtımda
Ütüsüz kırışık bir gömlek
Kesilmemiş kirli sakal
Ter kokuyorum
Pas kokuyorum
Bu kokular
Emek kokusu
Sevda kokusu
Nedense
Ellerimi saklayan ceplerim
Sesini taşıyan mektuplar
Yaşamın tanıklarıdır
Yaşamın anıları
An be an tarih düşüyorum
Tanıklar gölgesinde
Sensiz geçen bu zamanlar
Ölçüsüz bir kum saatidir
Yanar yüreğim
Yansır geceye
Kırık dökük arta kalanlar
Çırılçıplak arzuların yalnızlığındayım
Uyku sersemi gözlerin yorgunluğunda
Bencil düşlerin arifesinde
Zeytin kokulu suları geçiyorum
Nefesimde pas tutmuş bir özlem
Soluklanıyorum
Kızılateş
Dokundukça geceye
Gece ıslık çalıyordu ovaya
Siyah perde mavi gök
İyice sarılsam da faydasız
Şehirlerin ortasında
Rengimi kaybediyorum
Sesimdeki gül kokusunu
Maviye çalan bir kızıl ateş
Gönlüm akşamlıyor
Sabahlara yetişen bir emekçiyim
Bir sevda emekçisi
Bir kızıl ateş
Desturu olmayan binlerce geçit
Birinden ötekine sesle varayım
Hangisi
Hangisi
Bilmem ki hangisi
Güneşin koynundan çıkıp gelmiş
Ürkek
Dalgın
Ana memesine uzanan aç küçümen
Dört bir yanda devler ordusu
Derin
Issız ılgınsız
Çağılsız derya
Sınırların bittiği yerde
Delip geçmek var
Desem de
Salıngaçlı bahtıma haber diyorum
Kızılateş
Bu rengi iyi bilirim
Çolaklu Oymağı Alagöz Dağı
Çolak buradan gelmedir
Soy soylamış
Boy boylamış
Toy toylamış
Neden sonra
Çomaklardan çolaklara ulaşmış
Sonsuzluk
Yüreğimin sesi
Ne kadar dinlersem faydasız
Desturu olmayan yolun geçişi
Önümde devler ülkesi
Arkamda cüceler şehri
Derin bir nefes
Bir ses
Hangisi
Evet hangisi
Bilmem ki hangisi benim ülkem
Kızılateş mi
Orhan Bahçıvan
Kızıl Ateş Şiirleri Adlı Şiir Kitabımdan.
Orhan Bahçıvan »Halis Kızılateş« Şair - Yazar - Araştırmacı. Orhan Bahçıvan'ın »Şiiristan Merhaba« (1989), »Acılar da Üşür« (2002), adlı şiir kitapları ve Bekir Karadeniz'le birlikte hazırladığı »Doğulu Halk Şairleri« (2010), adlı araştırma kitabı ve Gökhan Temur, Selçuk Murat Kızılateş ile birlikte Ardahan Türküleri (2016) adlı türkü derlemeleri yayınlandı.
21 Haziran 2020 Pazar
Kızıl Ateş Şiirleri!...
11 Haziran 2020 Perşembe
Ozan Medine Çınar...
1957 yılında Ardahan’ın Ölçek köyünde doğdu. İlkokulu köyünde bitirdi. Ortaokula Ankara'da başladı, ancak evlilik nedeniyle yarıda bıraktı.
Halk şiirine ilkokul yıllarında ilgi duymaya başladı. Daha sonra ailesiyle birlikte Ankara’ya yerleşti.
Zaman içerisinde şiir yazmaya başlayan Çınar, hasret, ayrılık, gurbet gibi konuları işledi. Eşinin uzun yıllardır Almanya’da bulunması ve 3 çocuğuyla yalnız yaşamasının etkisini de şiirlerine yansıdı.
Şiirleri değişik gazete, dergi ve araştırmalarda aktarılan Medine Çınar, şiirlerinin bir bölümünü »Bir Dost Pir Dost« adlı kitapta topladı.
****
Yetiyor Zaten
Ellerin koynunda
durma karşımda
Benim derdim bana
yetiyor zaten
Dertlere tutuldum bu
genç yaşımda
Ömrüm hasretinle
bitiyor zaten
Niye öyle melül melül
durursun
Yüreğime hançerini
vurursun
İçin için yandığımı
bilirsin
Dumanım başımdan
tütüyor zaten
Ben yanayım felek hep
sana gülsün
İstemem bağında
güllerin solsun
İster bahar gelsin
ister güz olsun
Bağımda baykuşlar
ötüyor zaten
Çınar’ım feleğe hiç bir
sözüm yok
Karşısında kullanacak
kozum yok
Dertlerimi pazarlığa
lüzum yok
Benden alıp bana
satıyor zaten
****
Belli
Aşkın ateşiyle yandım yanalı
Ne dumanım belli ne külüm belli
Gözüm yaşı ummanlara döneli
Ne dümenim belli ne selim belli
Dertlilerin dertlerini sezerim
Efkarlanır gece gündüz yazarım
Başım alıp diyar diyar gezerim
Ne mekanım belli ne yolum belli
Aşkın yolu diken imiş har imiş
Bu yolda yürümek gayet zor imiş
Kaderde bu yola girmek var imiş
Ne gümanım belli ne halim belli
Çınar meşk eyledi arzuhalini
Beyhudeye sarfeyledi malını
Saki sunmaz oldu bana elini
Ne peymanem belli ne dolum belli
Darılma
Gönül dostum arasıra selamı
Kesiyorum diye bana darılma
Elime alınca kağıt kalemi
Susuyorum diye bana darılma
Yaşıyorum kafesteki kuş gibi
Gerçekleri görür oldum düş gibi
Arzuları yüreğime taş gibi
Basıyorum diye bana darılma
Sıkı tutunalım dostluk bağına
Düşmeyelim şu feleğin ağına
Sitem edip dostlarımın çoğuna
Küsüyorum diye bana darılma
Medine Çınar’ı görme el gibi
Kurudukça kuruyorum dal gibi
Bazen poyraz gibi bazen yel gibi
Esiyorum diye bana darılma
Gibisin
Halin mi yok takatin mi kalmamış
Perişan olmuşsun yorgun gibisin
Belki de yıllardır çilen dolmamış
Hayata küsmüşsün kırgın gibisin
Terketmiş gidersin sılayı yurdu
Gömmüşsün içine çileyi derdi
Bunca acıları sana kim verdi
Bir zalim okuyla vurgun gibisin
Felek ile boşa etmişsin savaş
Eriyip bitmişsin sen yavaş yavaş
Çağlayıp akıyor gözlerinden yaş
Deryalar içinde durgun gibisin
Yoksa Çınar bahtiyar mı sanırsın
Derdimi bilmeden beni kınarsın
Yüzüme bakıp da öte dönersin
Bilmem niye bana dargın gibisin
Gizli Gizli
Gül yüzlüm bu kadar cevretme bana
Kerem et yanıma gel gizli gizli
Yürekten bir çağrı geliyor sana
Gönülde mihmanım ol gizli gizli
Hasretini çektim hayli bir zaman
Divane gönlümde kalmadı aman
Ey sevdiğim sende yok mudur iman
Arada bir mektup sal gizli gizli
Mevlayı seversen yad ele bakma
Virane gönlümü bir daha yakma
Bahar seli gibi çağlayıp akma
Muhabbet gölüne dol gizli gizli
Çınar’ın sözleri sende sır olsun
Aşikar eyleme gizlide kalsın
İlahi aşkımı yaradan bilsin
Hak yanında nice hal gizli gizli
Geç Kaldın
Yıllar boyu beni ağlatan zalim
Güldürsen de zaman geçti geç kaldın
Gözlerimden yaşlar çağlatan hayın
Sildirsen de zaman geçti geç kaldın
Sen soldurdun mor sümbüllü bağları
Hiç düşünmedin ardın sıra ağlarım
Aramızda duran karlı dağları
Kaldırsan da zaman geçti geç kaldın
Sen kendine mekân ettin gurbeti
Ben çekerim burda derdi hasreti
İçimde yaşayan kini nefreti
Öldürsen de zaman geçti geç kaldın
Çınar olmuş gayrı âlem düşkünü
Kurdun binaları yaptın köşkünü
Bundan sonra bana olan aşkını
Bildirsen de zaman geçti geç kaldın
Ali Ali Diyor
Yine coştu dertli sazın
Teller Ali Ali diyor
Seher vakti hazin hazin
Yeller Ali Ali diyor
Özünü hakka yetiren
Pir dergahinda oturan
Bülbülü aşka getiren
Güller Ali Ali diyor
Erenler oturmuş posta
Muhabbeti ulu dosta
Her kelamda her nefeste
Diller Ali Ali diyor
Tarikat yoluna giren
Cemini demini süren
Yaprak açıp meyve veren
Dallar Ali Ali diyor
Özünü sözünü bilen
Hidayeti haktan alan
Muhammede ümmet olan
Kullar Ali Ali diyor
Çınar da Ali evladı
Medine'dir asıl adı
Yüreğinde aşkın odu
Küller Ali Ali diyor
Bir Dost Pir Dost
Neyleyim dünya malını
Yar yanımda olmayınca
Kimse sormasın halımı
Sevdiğim yar sormayınca
Her yanım olsa gülistan
Ne bağ isterim ne bostan
Ayrılmam gül yüzlü dosttan
Muradımı almayınca
İstemem köşkü sarayı
Ne altını ne parayı
Tabip azdırır yarayı
Dost eliyle sarmayınca
Dünya malı burda kalır
Neyin varsa toprak alır
Sanmayın ki Çınar ölür
Bir dost pir dost olmayınca
****
İçsem Olmuyor
Sensiz çekilmiyor
hayatın kahrı
İçmesem olmuyor
içsem olmuyor
Yaktı yüreğimi
sevdanın zehri
O vefasız yardan
geçsem olmuyor
Zulmet ile gelip
geçti yıllarım
Duman çökmüş
görünmüyor yollarım
Dost eliyle derilmedi
güllerim
Yeşil ekin gibi biçsem
olmuyor
Bülbüller gül için
sever dikeni
Kimse bilmez gizli
sevda çekeni
Terk eyleyip yeri
yurdu mekanı
Kalkıp diyar diyar
göçsem olmuyor
Çınar’ın adını
yaydın dillere
Sonunda düşürdün bak
ne hallere
Güven de kalmadı şimdi
kullara
Gönül dertlerini açsam
olmuyor
****
Not:
Medine Çınar'ın bazı şiirleri değişik sanatçılar tarafından bestelenip okunmuştur. Sanatçıların isimleri şunlardır. Muhlis Akarsu, İsmail İpek, Mehmet İpek, Satılmış Karataş, Dilber Doğan, Ali Kızıltuğ, Aşık Gülabi.
Sen Kal Burda Ayrılık!
Sen Kal Burda Ayrılık! Düşünce denen bir şey vardır Beynimizin o ilkel noktasında Ya fabrikadayız ya da tarlada Ya demiri un ediyoruz Ya...
-
Alagöz Dağı’nın Çocukları / Çolaklar »Kızılateş Sülalesi« Araz Çayı'nın totem adı Alagöz’dür, Çolak Alagöz neslinden çıkmıştır, Bu...
-
Merdinikli Türkmen KaracaOğlan! Bir yiğit gurbete gitse/Gör başına neler gelir. Merdin-sılayı andıkça/Yaş gözüne dolar gelir. ...
-
Ganime Kızılateş Sesiyle Ardahan Türküleri. Turnamın kanadı düz / Boynunda ayla yıldız. Boynunda ayla yıldız / Rengini nerden aldız. ...