Ablam bana seslenirken
Babe kurban
Siz bu canı sokakta mı buldunuz
Sokakta harcıyorsunuz
Derdi de
Başka bir şey demezdi
Ezgiler tel üstünde şamanca
Yürek sesi uğultu
Sarıçiçek mor menekşe
Deli Dumrul kuru köprü yolculuk
Geçenden bir akçe
Geçmeyenden üç akçe bir ton sopa
Değişmedi bu yasa
Halen geçerli
Bizim çarşılarda ses
Bizim sokaklarda çığlık
Varoşlar
Zulüm evlere yansıyordu
Kapıların önünde çöp yığınları
Çocuklar
Gençlik kitaba susamış
Kitap gençliğe
Sohbetler hep düşmanlıklar üstüne
Unutulan dostluklar
Yumruklar hep kavga için sıkıldı
Barışı anlatan yok
Suyu olmayan evlerin
Temelinde gözyaşı var
Işığı yok
Ortasında göz nuru var
Gözyaşını içiyoruz
Göz nuruyla aydınlanıyoruz
Camlar gazete kağıdı
Karartma
İç düşman
Dış düşman
Timsahın gözyaşları
Yavrusunu yutarken akarmış
Oysa
Ölüm toprağın bekçisiydi
Zulüm gençliğin
Çocuğundan korkan baba
Gençliğinden korkan devlet
Kan kusuyor sokaklara
İğreti yalanlarla
Besleniyor cellatlar
Pilli radyolarda ölüm haberleri
Gerekçeler tutarsız
Kimseler inanmıyor
Kimseler güvenmiyor
Ezgileri yitirdik
Sözler unutuluyor
Tek tek düşüyoruz toprağa
Toprak kimlik sormuyor
Sadece
kucaklıyor
Ödünç alınmış
Her nefesin
Her tutkunun arifesinde
Genç yüreklerin
Kuyuları kazılıydı
Şiş göbekler doysun diye
Ablam bana seslenirken
Babe kurban
Kimi kimin yurdundan kovuyorlar
Cehaletin en büyüğü korkudur
Korkmayın
Sağlam basın toprağa
Bu toprak bizim derdi de
Başka bir şey demezdi!
Eylül 1980
Orhan Bahçıvan, »Halis Kızılateş«
*Babe: Baba, Babacık, Babası, Küçük Baba anlamında. Cane gibi içten bir çağrışımdır. Babe Kurban, Ane kurban gibi..